PARAGRAFTA ANLAM VE ANLATIM
OKS’de, son yıllarda, Türkçe dersi için “okuduğunu anlama ve yorumlama” anlayışı hakim olmaya başlamıştır. Sınava giren gençlerimizin daha çok “Türkçeyi kullanma gücü” ölçülmektedir. Bu amaçla, OKS’de paragrafla (parça ile) ilgili olarak 7 – 10 arasında soru gelmektedir. Dolayısıyla, adayın, Türkçe sorularındaki başarısı, büyük ölçüde paragraf sorularındaki başarısına bağlıdır. Bu gerçekler göz önüne alındığında, paragraf sorularının önemi daha iyi anlaşılmış olur.
Bu sayımızda, bir paragrafın (parçanın) incelenmesi, anlaşılması, yorumlanması ve anlatılmasında gerekli olan bazı bilgileri ele alacağız. Bu bilgiler, sizin hem okulda hem de OKS’de işinize çok yarayacaktır.
Paragraf bir duygu ve düşünce birimidir. Anlatılmak isteneni ifade için, ilgili cümlelerin bir araya gelmesiyle paragraf oluşur. Paragraf, bir düşünce etrafında, kendi içinde bütünlük oluşturacak şekilde ve ortak bir yargı doğrultusunda oluşturulmalıdır.
Paragrafla ilgili bilgilere geçmeden önce birkaç uyarı vermek istiyoruz:
² Paragraf soruları zor değildir. Sorunun cevabı, parçanın içinde olduğu için, okuduğunu anlayan herkes bu soruları rahatlıkla çözer.
² Paragraf soruları özel bilgi gerektirmez. Bu sorularda “anlama ve yorumlama” mantığı olduğundan uzun bir döneme ait birikimin test edilmesidir.
² Paragrafta anlatılanlar karşısında tarafsız (nesnel) davranmak gerekir. Kişisel görüşlerimizi ve değerlendirmelerimizi paragrafa katmamak zorunluluğu vardır. Parçalarda bizim anlayışımız değil, yazarın söylemek istedikleri sorulmaktadır.
² Paragraf sorularında özel işaretlere dikkat etmek gerekir. Soru cümlelerinde altı çizilen ya da tırnak içine alınan kısımlara dikkatle yaklaşmalıyız. “-me, -ma”, “değildir”, “yoktur”, “söylenmez”, “olamaz” gibi ifadeleri gözden kaçırmamalıyız.
² Paragraf sorularını çözmeye, ilk önce, soru kökünü okuyarak başlamak gerekir. Soruyu anladıktan sonra, parçayı bu soru doğrultusunda okumaya çalışırız. Bu da bize anlama kolaylığı ve zaman kazandırır.
² Paragraf sorularını çözmek fazla zaman gerektirmez. Türkçede kısa sorulardan arta kalan zamanı, paragraf sorularını çözmek için de kullanabiliriz. Bu tür soruların cevabı genellikle daha kolay olur.
1- Paragrafın Yapısı:
Her yazının, kendisini oluşturan bölümleri olduğu gibi, paragrafın da bölümleri vardır. Paragraflar, rastgele değil, belli bir plan içinde oluşturulur. Her paragrafın düşünce, konu, anlatım bütünlüğü vardır. Bu unsurlar, paragrafın yapı mantığına göre şekillenir ve yerleştirilir. Bir paragrafta “giriş, gelişme ve sonuç” başka bir ifade ile “serim, düğüm ve çözüm” bölümleri bulunmalıdır. Bu bölümlerin belli yerleri vardır. Her bölüm kendine has özellikler taşır. Şimdi bunları kısaca inceleyelim:
a) Giriş (Serim) Bölümü:
Genellikle tek cümleden oluşur. Giriş bölümünün birkaç özelliği şudur:
² Üzerinde söz söylemeye uygundur.
² Paragrafın konusu ve ana düşüncesi hakkında ipuçları verir.
² Giriş bölümüne anlamca ve anlatım bakımından bağlıdır.
² Giriş cümlelerinde, bu cümleden önce bir cümle varmış anlamını veren sözcükler bulunmaz. “Ama, fakat, lakin, ancak, oysa, bunun için, çünkü, bu yüzden, bundan dolayı...” gibi öncekine bağlayıcı ifadedeler kullanılmaz. Örneğin;
² “Kendi tarihimize gereken ilgiyi gösteremiyoruz.” cümlesi bir parçanın ilk cümlesi olabilir. Çünkü bu şekilde devam edecek bir yazı, konuyu ortaya koyduğu gibi, ana düşüncesi hakkında da ipuçları içermektedir. Konuya “kendi tarihimize ilgi” ve ana düşünceye de (parçanın akışını tahmin ederek) “Kendi tarihimize ilgi göstermeliyiz, onu korumalıyız.” diyebiliriz. Ayrıca bu cümle, kendinden önce bir cümlenin, yargının olduğunu da anımsatacak, belli edecek bir nitelikte değildir; zira bağlayıcı ifadeler de almamıştır. Buna ek olarak;
² “Şiirin üstünlüğü, ondan isteyenin, dilediğince anlam çıkarabilmesidir.”
² “Son yıllarda, müziğimize bunalımın hakim olduğundan yakınıyorlar.”
² “Bu yazımızda, “aile” konusunu işleyeceğiz.” cümlesi bir yargının ilk cümlesi olabilir.
Şimdi de ilk cümle özelliği taşımayan birkaç örnek inceleyelim. Örneğin;
² “İyi şairlerin bu kurallara bağlı olmadıkları savunulur.” cümlesi ilk cümle özelliği taşımaz. Çünkü, “bu kurallar” ifadesi, bu cümleden önce kastedilen kuralları açıklayan bir cümle olduğunu gösterir. Bu cümlenin öncesini okumayan biri, “bu kurallar” sözünden hiçbir sonuç çıkaramaz. “Acaba bu kurallar nedir?” İşte, bu cümledeki “bu” sözcüğü, daha öncesinde bir cümlenin ya da cümlelerin varlığını açıkça belli ettiğinden bu cümle gelişme veya sonuç bölümüne ait bir cümledir. Buna ek olarak;
² “İşin ilginç yönü de, ülkemizde popüler olan tüm çizgi film kahramanlarının yabancı kökenli oluşudur.”
² “Çünkü alçakgönüllülük ve samimiyet görüldüğü yerde ezilmeye çalışılıyordu.”
² “En güzeli ise, hem başarılı resim yapmak hem de etkili yazmaktır.” cümleleri ise bir parçanın giriş cümlesi olma özelliği taşımaz.
L Örnek:
Aşağıdaki cümlelerden bir paragraf oluşturulduğunda hangisi ilk cümle olur?
A) Hatta halk arasında hikaye denilince masal akla gelir.
B) Halk hikayeleri ile masal arasında benzerlikler vardır.
C) Masallar genellikle düz yazı biçimindedir.
D) Halk hikayelerinde ise yazım ve nesir iç içedir.
(1997 – FL/AÖL)
J Çözüm:
Soruda bize giriş cümlesi sorulmaktadır. Hatırlayacağımız gibi giriş cümlesi, “genel yargı taşıyan, konuyu veren” cümledir. Giriş cümlesinde, önceki düşünceye bağlayan bağlayıcı ifadeler bulunmaz. Buna göre A’da “hatta” sözcüğü, B’de “ise” sözcüğü bu cümleleri bir önceki cümlede anlatılanlara bağlamaktadır. O zaman bu iki cümle giriş cümlesi olamaz. C’deki cümlede konuyu eksik vermektedir. Bu cümle ile başlayan bir yazı, konunun sadece cümle ile başlayan bir yazı, konunun sadece “masallar” olduğunu ifade eder. Konu “Hikaye ve masalın benzer yönleridir.” Ondan sonraki cümlede “halk hikayeleri” çıkınca anlatım bozuk olur. O zaman, konuyu tam olarak ortaya koyan cümle B’deki cümle olduğundan giriş cümlesi bu olur.
Cevap B’dir.
b) Gelişme (Düğüm) Bölümü:
Genellikle iki veya daha fazla cümleden oluşur. Giriş cümlesinde belirlenen konu, bu kısımda, açıklanır, örneklendirilir. Konuyla ilgili karşılaştırmalar yapılır. Ana fikir bu bölümde güçlendirilir ve iyice belirginleştirilir. Diğer özellikleri şunlardır:
² Anlatım yollarından yararlanılır.
² Parçanın en uzun bölümüdür.
² Ana fikir bu bölüme serpiştirilir.
² Yardımcı düşünceler bu bölümde yer alır. Örneğin;
² “Bugün içinde bulunduğumuz boşluk maziyi iyi tanıyamayışımızdan kaynaklanmaktadır. Bu itibarla, bizden öncelerinin neler düşündüklerini, yazdıklarını okumak, okutmak, tartışmak zorundayız”
Bu paragrafta ikinci cümle gelişme bölümünün bir cümlesidir. “Bu” bağlayıcı sözüyle önceki cümleye bağlanmıştır. Zira, gelişme cümleleri böyle bağlayıcı sözler alabilirler. Bunun yanında birinci cümlede verilen “maziyi iyi tanımak” konusunu birazda açmakta, genişletmektedir. Bu bölümde, ana düşünce olan “maziyi yeterince tanımanın gerekliliği” hissedilmektedir. Buna ek olarak;
² “Oysa, sanat adamlarından bu tarafsızlık beklenmez.”
² “Hayatı sever, güzelliği de, şan ve şerefi de, sağlığı da sever.”
² “Eskilerden yalnız iki üç kişinin bu işi denediğini söylerler.”
c) Sonuç (Çözüm) Bölümü:
Gelişme bölümünde anlatılan olay, düşünce ya da duygular bir sonuca bağlanır. Yazar, bu bölümde kendi mesajını açıkça okuyucusuna sunar. Diğer özelliklere gelince;
² Toparlanma bölümü olduğu için, “öyleyse, demek ki, şu halde..” gibi ifadelerle başlayabilir.
² Kapsamlı bir yargı olduğu için giriş cümlesine benzer.
² Bu bölüm, giriş bölümü gibi olduğundan ana fikre en yakın bölümdür. Ana düşünce sorularında bu kısım dikkatle okunmalıdır. Örneğin;
² “Yine de onların kendisi için karanlıkta bir tür mumu ışığı olduğunu söylerdi.” Bu cümle, anlatılanlar çerçevesinde önceki yargıları benzetme ile tamamlamış, toparlamıştır. “Mum ışığı olmak” ifadesi “yol göstermek, fikir vermek” anlamında parçayla ilgili olarak ana fikri ortaya koymaktadır.
² “Bu bakımdan günlükler, anılara göre daha inandırıcıdır.”
² “Yoksa, dil ve ölçü bakımından, uyak yönünden böyle bir yakınlığı söz konusu değildir.”
² “Bu da beni sürekli çeviri yapmaya zorluyor.”
MParagrafın sonuç bölümüyle ilgili olarak “paragraf tamamlama” soru tipleri sınavlarda karşımıza çıkmaktadır.
L Örnek:
Özgür insan kitapların ürünüdür. İnsanlar kitapları nasıl yaratıyorlarsa, kitaplar da insanları öyle yaratır. Onun içindir ki, özgürlükten korkanlar, kitaplardan da korkarlar. Beğenmedikleri, kişisel nedenlerle hoşlanmadıkları düşünceleri ortadan kaldırmaya çalışırlar...
Aşağıdakilerden hangisi bu paragrafın sonuç cümlesi olabilir?
A) Bu nedenle düşünce daha hızlı gelişmiştir.
B) Ama bilmezler ki kitaplara düşmanlık, insanlara düşmanlıktır.
C) Çünkü insanlar hoşlanmadıkları şeylere ilgi duymazlar.
D) Böylelerinin okumadıkları kitap, bilmedikleri düşünce sistemi yoktur.
(1998 – LGS)
J Çözüm:
Soruda paragrafın sonuna getirilecek en uygun cümle sorulmaktadır. Buna “sonuç cümlesi” ya da “paragraf tamamlama” diyebiliriz. Bu tip sorularda sonuç cümlesinin özellikleri göz önüne alınıp, soru öyle çözülmelidir. Önceden de ifade edildiği gibi paragraftaki cümleler arasında bir paralellik olmak zorundadır. Bu paragrafın ilk cümleleri “insan ve kitap” konusunu anlatmaktadır. “İnsanın özgürlüğü” kitaplara bağlanmıştır. Ayrıca, kitabın insanı, insanın da kitabı yarattığı ifade edilmiştir. Buna göre kitapla insan aynı iki unsur gibi verilmiştir. Özgürlükten korkan insanların kitaplardan korktukları ve bu düşünceleri ifade eden kitapları da yok etmeye çalıştıkları belirtilmektedir. İnsanla kitap etkileşim içinde olduğundan dolayı, kitaba yapılan düşmanlık insana yapılmış demektir. Dolayısıyla, düşünce akışı, B’deki cümle ile toparlanır ve sonuca bağlanır. Diğer cümleler paragrafın tamamıyla gerçek anlamda tam ilişkili değildir.
Cevap B’dir.
MParagrafın bölümleriyle ilgili olarak gelecek bir diğer soru tipi de “paragraf oluşturma”dır.
Bu soru tipi ile ilgili örneğe geçmeden önce, çözümde işimize yarayacak bir noktaya değinelim.
² Paragraf oluşturma sorularında verilen cümlelerin tamamı okunmalıdır.
² Bir fikir veriliyorsa, bu fikrin mantık sırasına dikkat edilmelidir.
² Giriş, gelişme, sonuç cümlelerinin özelliklerini hatırlarsak, bu özellikleri taşıyan cümleler sıralanmalıdır.
² Bu tip sorular seçeneklerden hareketle de çözülebilir. Şimdi sınavda çıkmış bir soru üzerinde konuyu pratikleştirelim.
L Örnek:
1- Bu hayallerle oyalanırken parka geldiğimi fark ettim.
2- Sisli bir güz sabahı evden çıktım.
3- Yol boyunca yaz günlerinin sere serpeliği geçti aklımdan.
4- Parktaki güvercinler sanki yaza özlem şarkısı söylüyordu.
Yukarıdaki cümlelerle bir paragraf oluşturulduğunda sıralama nasıl olur?
A) 2 – 3 – 1 – 4 B) 3 – 1 – 2 – 4
C) 4 – 3 – 2 – 1 D) 1 – 2 – 3 – 4
(1997 – DYP)
J Çözüm:
Cümlelerin hepsi okunduğunda, evden çıkan birinin karşılaştığı olayları veya durumları öykü mantığı biçiminde sırasıyla anlattığı anlaşılır. O zaman bu öykünün başlangıcını ve olayların akış sırasını belirlemek gerekir. Buna göre ilk cümle 2. cümledir. 3. cümle, yaz günleriyle ilgili bir halden bahsetmektedir ve evden çıktıktan sonraki yol boyunca yürüme anlatılmaktadır. 1. cümlede “bu hayallerle” başlar ve ikinci cümleden sonra gelir. Sonunda ise parka ulaşılmıştır ve oradaki gözlemler anlatılmaktadır. Zaten şıklara bakınca, 2. cümle ile başlayanın sadece A olduğunu görürüz. O zaman paragraf sırasıyla 2 – 3 – 1 – 4 şeklinde olmalıdır.
Cevap A’dır.
1- Hiç olmadık bir zamanda tahammül gücümü zorlayan, içimi geren bu kuşatıcı sesin gitmesini sabırla bekledim.
2- Çığırtkan öfkeler saçarak sanki dağları yara yara gelen bir motosiklet, çatal kapının önünde durdu.
3- O mavi sessizliği dayanılmaz esmer bir gürültüyle kirletip duruyordu.
4- Yayla evimizde, gölgesi balkona dökülen ceviz ağacının altındaki yazı masama henüz oturmuştum.
5- Ama gitmedi.
Yukarıdaki cümlelerde anlamlı bir paragraf oluşturmak için sıralama nasıl olmalıdır?
A) 1 -5 – 4 – 3 - 2
B) 2 - 3 – 4 – 5 – 1
C) 4 – 2 – 1 – 5 – 3
D) 3 – 5 – 2 – 1 – 4
(2006/OKS)
Cevap C’dir.
2- Paragrafta Konu
Paragrafta ele alınan düşünce, olay ya da durumlar paragrafın konusudur. Konuyu bulmak için “Paragrafta neyden söz ediliyor?” sorusu sorulabilir. Konuyu belirlemek, ana düşüncenin belirlenmesi için ilk aşamadır. Ele alınan konudan çıkarılacak sonuç ya da amaç ana düşünceyi verir. Konu, çıkarılan sonuç ve amaç değildir.
L Örnek:
Sel gibi akan kalabalık. Telaşlı bir yığın insan. Hepsi de adeta koşuyor. Otobüsler, tramvaylar, dolmuşlar aynı kalabalığın uzantısı. Ağzını açıp tek kelime konuşacak birini bulamadan karışıyor kalabalığa. Bu hengame içinde eve bitkin dönüyor. Konuşma yeteneğini kaybettiğinden şüphe ederek duvarlara bir şeyler söylemek istiyor. Ama hiçbir şey söylemiyor.
Bu paragrafın konusu aşağıdakilerden hangisidir?
A) Gürültü ve kalabalığın insanı yorduğu
B) Büyük kentte yalnız yaşamın zorluğu
C) Yorgunluğun çalışma isteğini kırdığı
D) Aşırı kalabalığın işsizliğe yol açtığı
(1998 – ÖO)
J Çözüm:
Paragrafın konusu paragrafta ele alıp işlenen olay ya da durumdur. Yazar, şehirde yaşamanın bir yönünü konu edinmiş. Bu yön, şehirde yaşayan insanların, daha da özelleştirirse, yalnız yaşayan insanların yaşadıkları zorluklar ve sıkıntılardır. Kalabalık, telaş, gürültü ve bunun yanında kimseyle konuşmayan, konuşmayı unutacak dereceye gelen yalnız insanın görüntüsü konu edinilmiştir. Bu, B seçeneğinde vardır. A’da ise, sadece gürültü ve kalabalığın insanı yorduğundan bahsedilmiştir. Yalnızlıktan bahsedilmemiştir. B’deki ifade ise A’da verileni zaten kapsamaktadır.
Cevap B’dir.
3- Düşüncenin Akışını Bozan Cümle:
Bir paragrafta aynı düşünce ve aynı konu anlatılır. Paragrafı oluşturan cümleler bu konu etrafında örgülenir. Bazen, bir cümle paragrafta bahsedilen konunun dışına çıkabilir ya da aynı konunun farklı yönünü anlatabilir. İşte bu cümle, paragrafın anlam bütünlüğünü, başka bir ifadeyle, paragrafın anlatım akışını bozan cümledir.
Anlam bütünlüğünü ya da anlatımın akışını bozan cümle sorulurken, bu cümlenin tespiti istenmektedir. Bu soruların çözümünde, öncelikle, cümlelerin neyi anlattığını belirlemek gerekir. Bu belirlemede anlatılanlardan farklı olan cümle anlam bütünlüğünü bozan cümledir.
L Örnek:
(1) Çalışan insanın dinlenmesi gerekir. (2) Çok çalışan iyi dinlenir. (3) Çünkü yorgun ve dinlenme ihtiyacı olan bir adam, hiçbir yararlı iş yapamaz. (4) Uykusuz geçirdiğimiz bir geceden sonra, beynimizin neredeyse çalışmayı reddettiği o korkunç sabahları hepimiz biliriz.
Paragrafın bütünlüğüne uymayan cümle hangisidir?
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4
(1998 – LGS)
J Çözüm:
İlk önce cümlelerin neyden bahsettiğini bulmamız gerekir. 1., 3. ve 4. cümle “çok çalışan insanın dinlenmesi gerektiğinden ve dinlenmeyen insanların verimli çalışamayacağından” bahsetmektedir. 2. cümle ise, çok çalışan insanların iyi dinlenebileceğinden bahsederken konu değişmiştir.
Cevap B’dir.
L Örnek:
(1) Akılcılıkla bilim ve teknoloji arasında sıkı bir ilişki vardır. (2) Bunlar birbirinin bütünleyicisidir. (3) Bu değişme ve gelişmelere ayak uydurmak gerekir. (4) Akılcılığın olmadığı yerde bilim ve teknolojiden, bilim ve teknolojinin olmadığı yerde de akılcılıktan söz edilemez. (5) Olaylara akılcılıkla yaklaşmayan, bilim ve teknolojiye sırt çeviren toplumlar hiçbir zaman ilerleyemez.
Paragrafın akışını bozan cümle aşağıdakilerden hangisidir?
A) 2 B) 3 C) 4 D) 5
(2006/OKS)
Cevap B’dir.
4- Paragrafta Başlık
Paragrafta tek bir konunun ve düşüncenin olduğunu biliyoruz. Bunun yanında, paragrafın makale, deneme gibi büyük bir yazının küçültülmüş biçimi olduğunu da söyledik. Nasıl büyük yazıların başlığı olursa, paragrafların da başlığı olur.
Paragrafın başlığı konuyu en iyi şekilde yansıtan bir veya birkaç sözcük olabilir. Başlık belirlenirken, başlık olan sözcük veya sözcüklerin konuyu eksiksiz kapsamasına dikkat edilmelidir. Konunun bir kısmını yansıtan başlıklar uygun olmaz.
L Örnek:
Bir şair, başkalarının şiirlerinde geçen kelimeleri kullanabilir. Bunun gibi o şiirlerin konularını, temalarını, düşüncelerini yeniden işleyebilir. Ama bu özellik onu “taklitçi” veya “değersiz” saymayı gerektirmez. Yeter ki o bu kullanış ve işleyişte başkalarından ayrılabilsin. Başkalarından aldıklarına, etkilenmelerine kendi kişiliğinin damgasını basabilsin. Kısacası şiirinde bir kişilik gösterebilsin.
Bu paragrafta en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?
A) Eskimeyen Şiir B) Şiirde Öz ve Biçim
C) Yenilikçi Şair D) Şair ve Özgünlük
J Çözüm:
Parçada, şairden ve şairin şiir yazış biçiminden bahsedilmektedir. O zaman, başlık bunları tam olarak karşılamalıdır. “.... bu kullanış ve işleyişte başkalarından ayrılabilsin.” ifadesi şairin şiir yazmada özgün olması gerektiğini anlatmaktadır. O zaman, bunları kapsayan en güzel başlık “Şair ve Özgünlük” olur. Özgünlük; “farklı olma, kendine ait olma” anlamındadır.
Cevap D’dir.
5- Paragrafta Ana Düşünce
Ana düşünce, yazarın okuyucuya iletmek istediği mesajdır; kendisinin inandığı, okuyucusunun da inanmasını istediği düşüncedir.
Ana düşünce, genellikle, paragrafın başında veya sonunda yazar tarafından tek bir cümle ile açıkça ifade edilir. Bazen de, böyle açıkça verilmez, paragrafın içine serpiştirilmiştir. Bu durumda da, okuyucu paragrafın tamamını okur ve paragrafın vermek istediği genel ve en önemli yargıyı çıkarır.
Ana düşünce, çoğunlukla “konu” ile karıştırılır. Ana düşüncesi sorulan paragrafların ana düşünce diye konusu bulunur. Konu, paragrafta işlenen herhangi bir olay ya da durumdur. Ana düşünce ise, bu konunun işlenme amacıdır. Yani yazar o konuyu işleyerek, okuruna bir mesaj vermek ister. Zira, aynı konuyu işleyen birçok yazar, aynı konudan farklı mesajlar ve düşünceler iletebilir.
L Örnek:
Şimdi bir heykeltıraş düşününüz. Gevşek ve çürük bir zemin üzerinde güzel, mükemmel bir heykel yapmaktadır. Bu heykeli bir an için herkes beğenebilir. Fakat zemin çürük olduğundan bu heykel yaşayamaz. Harçlarla ne kadar kuvvetli dayanarak yapılırsa yapılsın yıkılır. Çünkü zemin gevşektir.
Bu parçada vurgulanan temel düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Önemli eserlerde kaliteli malzeme kullanmak gerekir.
B) Önemli işler bazı zararları göze almayı gerektirir.
C) Bir eserin kalıcılığı mükemmel olmasına bağlıdır.
D) Her iş öncelikle sağlam bir temele dayanmalıdır.
(1999 – LGS)
J Çözüm:
Soruda ana düşünce sorulmaktadır. Parçanın en temel düşüncesi, parçada anlatılmak istenen, okura verilmek istenen en önemli ve kapsamlı yargıdır. Parçanın yazılış amacını oluşturan düşüncedir. Bu parçada, heykeltıraş örneği vesilesiyle, bir işin sağlam temeller üzerine oturtulması gereği anlatılmaktadır. Zemin, temeller sağlam olmadıkça yapılan işlerin kısa sürede yıkılacağı anlatılmıştır. Burada ön planda olan heykeltıraş ya da heykel değil; işin sağlamlığıdır. Bu örnek ile düşünce somutlaştırılmıştır. Bu düşünceyi veren seçenek D seçeneğidir.
Cevap D’dir.
L Örnek:
Firuzan’ın hikayelerindeki en belirgin özellik, hikayeyi okuyup bitirdikten sonra kahramanların sözlerinden çok görünüşleriyle, davranışlarıyla, tutkularıyla, vazgeçemedikleri alışkanlıklarıyla hafızalarda capcanlı kalmalarıdır.
Parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kahramanların hikayelerde başarılı bir biçimde yansıtıldığı
B) Füruzan’ın iyi bir hikaye yazarı olduğu
C) Hikayelerdeki kahramanların belirgin özelliklere sahip olduğu
D) Füruzan’ın hikayelerindeki kahramanların sevildiği
(2006/OKS)
Cevap A’dır.
L Örnek:
Yazın alanında uğraş veren insanlar, sözleri ve yazılarıyla dile değer kazandırırlar. Bu işi, dile yenilikle getirmekten çok, onun gücünü artırarak yaparlar. Dildeki sözcükleri işlerler, anlamlarını sağlamlaştırıp, derinleştirirler, onlara alışılmamış tat verirler.
Paragrafta aşağıdakilerden hangisi vurgulanmıştır?
A) Dilin en güzel örnekleri edebi eserlerdir.
B) Dil, sürekli olarak gelişir ve değişir.
C) Herkes dili aynı güzellikte kullanamaz.
D) Dilin en büyük ustaları yazarlardır.
(2000 – LGS)
L Örnek:
Yeni şiir, eski şiirin büyük heyecanlarının, önemli konularının yanı başında yer alan küçük, sıradan insanları anlatmaktaydı. Ama yeni şiir yayılıp pek çok kimse tarafından tutulunca iş değişti. Genç okuryazarlar hatta bu işle uğraşanlar sandılar ki şiir yalnız olayların gelişigüzel bir dille anlatılmasıyla oluşur. Böylece bu basitlik şiirin tarifi oldu.
Paragrafta aşağıdakilerden hangisinden yakınılmamıştır?
A) Yeni şiirin yanlış anlaşılmasından
B) Yeni şiirin sıradan olayları anlatmasından
C) Genç okuryazarların şiire yaklaşmlarından
D) Yeni şiirin dilindeki özensizlikten
(2006/OKS)
Cevap B’dir.
J Çözüm:
Paragrafta, yazın (edebiyat) alanında uğraş verenlerin yani yazarların dile yaptıkları katkılar anlatılmaktadır. Bu katkılar, dilin güzelleşmesi, sözcüklere yeni anlamlar kazandırılması, dilin en güzel örneklerinin verilmesidir. Bunu yapanların dilin büyük ustaları olduğu anlatılmıştır.
Cevap D’dir.
6- Paragrafta Yardımcı Düşünceler:
Paragrafta bir konu ve bu konu aracığı ile okura verilen bir mesaj (ana düşünce) olduğunu söylemiştik. Bunun yanında, bir paragrafta, ana düşüncenin daha da netleşmesi ve açıklanması için yardımcı düşünceler bulunur. Yardımcı düşünceler ana düşünceyi açıklayan ve destekleyen ikinci derece önemli düşüncelerdir. Bir paragrafta bir tane düşünce bulunurken, birden fazla yardımcı düşünce bulunabilir. Şimdi bir soru üzerinde konuyu somutlaştıralım.
L Örnek:
Toplum içinde yaşayan insan, onun meseleleri üzerine düşünmeden edemez. Bu, aynı zamanda kendi varlığı üzerine de düşünmek demektir. Çünkü fert dil, terbiye, bilgi ve kültürünü topluma yani milletine borçludur.
Paragraftan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Bireyin toplum sorunlarıyla ilgilenmek zorunda olduğu
B) Kişi ve toplum sorunlarının iç içe olduğu
C) Toplumun bireyi her yönden etkilediği
D) Bireysel yeteneklerin toplumsal gelişmeye bağlı olduğu
(1998 – ML)
J Çözüm:
“.... çıkarılamaz” soru kökü, paragrafın yardımcı düşüncelerini ilgilendirmektedir. Seçeneklere sırasıyla bakarsak; A’da, bireyin toplum sorunlarıyla ilgilenmesi gerektiği söylenmiştir. Paragrafın ilk cümlesi “.... onun meseleleri üzerinde düşünmeden edemez” bu düşünceyi verir. B’de, kişi ve toplum sorununun iç içe olduğu ifade edilmiştir. Yine paragrafın ikinci cümlesi “Bu aynı zamanda kendi varlığı üzerinde de düşünmek....” bunu verir. Zaten ikinci cümledeki “bu” sözcüğü bir önceki cümlede bulunan “toplum meselesi” ifadesini anlatmaktadır. C’de toplumun bireyi her yönden etkilediği anlatılmıştır. Bu da, paragrafın son cümlesinde açıkça verilmiştir. Dilini, kültürünü ve bilgisini milletinden, toplumundan alan insan toplumdan etkileniyor demektir. D’deki düşünce ise paragrafta yoktur. Yeteneklerin gelişmesi ve buna toplumun etkisi ya da yeteneklerin gelişmesi toplumun gelişmesine bağlıdır, ifadesi paragrafta yer almamaktadır.
Cevap D’dir.
L Örnek:
İçimden hep iyilik geliyor
Yaşadığımız dünyayı seviyorum
Kin tutmak benim harcım değil
Çektiğim bütün sıkıntıları unuttum
Parasız pulsuzum ne çıkar
Gelecek güzel günlere inanıyorum
Necati CUMALI
Dizelerden şairle ilgili aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
E) Kendisiyle barışık olduğu
F) Umutlu olduğu
G) Pişman olduğu
H) Açık yürekli olduğu
(2005/OKS)
Cevap C’dir.
L Örnek:
Gel bakma kimseye hor,
Halkı yorma kendin yor.
Yıkmak için çok düşün,
Yıkmak kolay, yapmak zor.
Bu dörtlükten aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Alçakgönüllü olma
B) Bir şey yapmadan önce iyi ölçüp biçme
C) Özverili davranışlar içinde olma
D) Başkalarıyla işbirliği içinde çalışma
(2000 – LGS)
J Çözüm:
A’daki düşünce, “alçakgönüllü olma”, ilk dizeden çıkarılabilir. Kimseye hor bakmayan, alçakgönüllü demektir. “Hor bakmak”, “küçümsemek” anlamındadır. B’deki düşünce, “bir şey yapmadan önce iyi ölçüp biçmek” üçüncü dizeden çıkabilir. Yıkmak da bir iş yapmaktır, böyle bir iş yapılırken ölçüp biçmek gerekmektedir. C’deki düşünce, “özverili davranışlar içinde olma”, ikinci dizeden çıkarılabilir. Başkalarını, halkı yormamak; kendini yormak, çok çalışmak; özverili davranmak demektir. D’deki düşünce, “başkalarıyla işbirliği içinde olma”, şiirde yer almamıştır.
Cevap D’dir.
L Örnek:
“Ben kendimi şair sanarak değil, şair olmanın gereğine inanarak ve şiirin gereğini yerine getirmek için bu alanda sıkı ve düzenli bir çalışma yürütebileceğini kabul ederek işe başladım.” diyen bir kişi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) İnandığı şeylerin peşinden gittiği
B) Sorumluluk sahibi olduğu
C) Disiplinli çalışmaya karar verdiği
D) Başarılı bir şair olduğu
(2006/OKS)
Cevap D’dir.
Şiirde Tema (Ana Duygu):
Dilimizde çok kullanılan, birbiriyle iç içe olan ve birbirlerini tamamlayan iki kavram vardır: “Düşünce ve duygu.”
Düşünce; “düşünmek, fikir, bir konu hakkında verilen hüküm, varılan karar....” gibi anlamlar taşımaktadır. Duygu ise; “duyulan, hissedilen his” anlamındadır. Bir düşünce; duygu, bir duygu da düşünce içerebilir. Bu benzerlikler yanında, iki kavram arasında, farklılıklar da vardır.
Düşünce, daha çok akılla ilgiliyken; duygu, daha çok kalple ilgilidir. Bazen duygu düşüncenin (aklın) önüne geçer, bazen de düşünce duygu (kalbin) önüne geçer.
Düşünce; düz yazıda, fikir yazılarında ön planda olur; duygu şiirde ön plandadır. Sonuç olarak şunu diyebiliriz: “Şiirde hakim olan duyguya tema denir.” Zaten şiirlerde fikirler duygu ile yoğunlaştırılarak verilir. Bu yönüyle şiirler daha yoğun ve etkileyicidir. Başka bir ifadeyle, “Düz yazıda vurgulanan ana düşünce, şiirde vurgulanan ana duygudur (temadır).” Şiirin konusu ile şiirin teması, duygu esasına dayandığı için, aynıdır.
L Örnek:
Burda güneş
Orda yağmur
Güneşte de güzel dünya
Yağmurda da
Şükürler olsun Tanrım
Şükürler olsun sana
Verdiğin hayat pırıl pırıl
Şiirin teması nedir?
A) Doğa sevgisi B) Mutluluk özlemi
C) Tanrı sevgisi D) Yaşama sevinci
(1998 – DYP)
J Çözüm:
Şiirde tema, şiirde anlatılan temel duygudur. Buna göre, şair dünyadaki yaşamı güneşte de yağmurda da hep güzel görüyor. Yaşamın pırıl pırıl olduğunu ifade ediyor. Yani, şair yaşama sevinci ile dolu. Şiirde anlatılan, şiire hakim duygu, yaşama sevincidir.
Cevap D’dir.
L Örnek:
Selam Türkiye!...
Acısını canımda
Sevincini kanımda duyduğum,
Kara ekmeğim, billur suyum!
Hasretim, özlemim, bereketim,
Selam canımdan aziz bildiğim memleketim!
Şiire hakim olan duygu aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sevgi B) Sevinç C) Özlem D) Ümit
(1998 – LGS)
J Çözüm:
Şiirde, Türkiye’ye duyulan sevgi dile getirilmiştir. Şair, ülkesini çok sevdiğini değişik şekillerde ifade etmiştir. Hasret, özlem, bereket, acı, sevinç...gibi duyguların tamamı ülkeyi anlatmaktadır. Ülkesini bu duygularla bağdaştıran şair, ülkesini çok seviyor demektir. Şiirde yoğun bir sevgi anlatılmaktadır.
Cevap A’dır.
PARAGRAFTA ANLATIM BİÇİMLERİ
Her paragrafın bir konu etrafında, bir düşünceyi açıklığa kavuşturma ve okura ulaştırma amacı vardır. Yazar, bu amacını gerçekleştirmek için, paragrafın konusuna ve amacına, (ana düşüncesine) uygun bir anlatım tekniği, biçimi sergiler. Buradaki hedef, düşünceyi en kısa ve en etkileyici biçimde okura ulaştırmaktır. İşte bunlara paragrafta anlatım teknikleri ya da anlatım biçimleri denir.
Her yazının farklı amacı olur. İşte değişen amaca göre, paragrafa uygun anlatım biçimleri tercih edilir. Kullanılan dört temel anlatım biçimi vardır: Açıklama, tartışma, öyküleme, betimleme.
1- Açıklama:
Bir konu hakkında bilgi verme ve ayrıntılı anlatma biçimidir. Açıklayıcı anlatımda, öğreticilik esastır. Yazar okuyucuyu aydınlatma amacı güder. Nesnel bir anlatım tercih edilir. Açık, anlaşılır, sade bir dil ve üslup vardır. Örneğin;
² “Bir milletin geçmişten gelen ortak değerlerini saklayan yazı dilidir. Bu yazı dili sayesinde, geçmişte düşünen insanlar gibi düşünebiliriz. Yazı dili, uzun bir dönem içinde olgunlaşır. Yazı dili, bir milletin anlaşabileceği en genel dildir. Orada, toplumun hemen her kesiminden bir parça bulabilirsiniz. Yaşananlar, onun sayesinde tek bir anlayışla kaydedilebilir.”
Bu paragraf, “yazı dili” hakkında bilgi vermektedir. Açık bir dil ve üslup kullanılmıştır. Ön planda olan öğreticiliktir.
2- Tartışma:
Yazarın, kendi düşüncesini ispatlama, doğrulama ve kendince yanlış kabul ettiği bir düşünceyi çürütme amacıyla kullandığı anlatım biçimidir. Bu teknikte, genellikle eleştirilecek düşünce önce verilir. Tartışma yazılarında her zaman iki görüş vardır. Yazar kendi görüşünü sağlamlaştırmak için kanıtlama yoluna gider. Bunun yanında kabul etmediği görüşü çürütmek için delillerden faydalanır. Tanınmış insanların görüşlerini ve bilimsel verileri kullanarak amacını gerçekleştirmeye çalışır. “Oysa, çünkü, ne var ki...” gibi karşıtlık ve gerekçe bildiren sözcükler kullanılır. Örneğin;
² “Doğru. Tohum bir ağaçtan daha az mükemmel değildir. Minicik bir bebek, yetişkinden daha az mükemmel değildir. Kendisi zaten mükemmeldir. Henüz hiçbir şey yapamaması bebeği daha az mükemmel kılmaz. Çocuk hatalar yapar, ayağa kalkar, düşer. Yine ayağa kalkar, biraz dengesiz olsa da annesinin bacağına yapışsa da. Bu, çocuğu daha az mükemmel mi yapar?”
Bu paragraf, sohbet havası içinde bir tartışmayı gündeme getirmiş. “Mükemmellik” olayını örneklerle, karşılaştırmalarla ve soru sorarak tartışmaktadır.
3- Öyküleme (Hikaye Etme):
Belli bir zaman dilimindeki olayların anlatıldığı durumlarda kullanılan biçimdir. Öykülemede kesinlikle bir olay olmalıdır. Bu biçimde, yer, zaman, kişiler ve bu üçlü etrafında yaşanan bir olay vardır. Bu biçimi kullanmadaki amaç, okura istenilen bazı şeyleri yaşatmaktır. Olay ya kahramanların ya da başkalarının ağzından anlatılır. Bazı öykülemelerde açıklama, bilgi verme ön plandadır. Özellikle tarih bilgileri bu türün içine girer. Bazı öykülemelerde de sanatsal yön ağır basar. Hikaye, roman gibi türler buna örnektir. Örneğin;
² “Adalarda oturanlar, akşamüzeri iskeleye çıkıp, gelenleri karşılar, gidenleri uğurlar. Gençler arkadaşlarıyla buluşur. Yaşlılar çay bahçesinde aralarında söyleşirler. Saat dokuza gelince, herkes evine dönmüş sofraya oturmuş olur. Adalara gezmeye gelen birkaç kişi dışında kimseleri görmezsiniz ortalıkta.”
Bu paragrafta, günlük yapılan işler açıklanmış ve bunlar bir olay mantığı içinde aktarılmıştır. Bir nevi bir hikayeden alınan bir kesit niteliğindedir. Parçada olaylar, kişiler, yer ve zaman unsurları kullanılmıştır.
4- Betimleme (Tasvir Etme):
Varlık, olay ve durumlarla ilgili izlenimleri veya düşünülenleri okuyucunun zihninde canlandıracak biçimde anlatma biçimidir. Başka bir tabirle “sözcüklerle resim yapma”dır. Bu biçimde tanıtma ve canlandırma ön plandadır. Böylelikle anlatılanlara duyular katılmış olur. Betimlemede renk, biçim unsurları ön plandadır.
Betimlemeler bazen insanın iç alemiyle ilgili olur. Bir insanın ruhsal durumunu ve sezgisini anlatabilir. Bu betimlemelerde görsellikten daha çok his ve sezgi ağır basar. Buna “ruhsal betimleme” denir.
İnsanın dış görünüşünü, maddi yönünü ifade eden betimlemeler de vardır. Bu betimlemelerde de fiziksel görünüş ön plandadır. Buna da “fiziksel betimleme” denir. Örneğin;
² “Çocuk, bir akasya ağacının altına yüzükoyun uzanmış gökyüzünü izlemekteydi. Ayaklarını yukarı kaldırmış bir ileri bir geri sallıyordu. Ağzının kenarında bir ot çiğniyordu. Sırtında yırtık keten bir gömlek, bacağında ezilmiş yeşil ot kokan bir pantolon vardı. Başını bizden yana döndürüp uykulu gözlerle baktı. Ağzındaki otu dudağının öbür yanına itip gözlerini kapadı.”
Bahsedilen çocuk, fiziksel yönleriyle, dış görünüşüyle ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Zihnimizde çocuğun durumu ve hareketleri hemen canlanmaktadır. İşte bu karakterdeki yazılar betimleme biçimine örnektir.
Betimleme ile öyküleme çoğu zaman iç içe verilir. Bir metnin anlatım biçimi yazının amacına uygun olduğundan, yandaki yazılış amacına dikkat edilerek anlatım biçimi belirlenmelidir. Öyküde olay ve zaman ön plandayken, betimlemede tasvir, ayrıntılı anlatma ön plandadır. Şimdi çıkmış sorular üzerin konuyu işlemeye devam edelim.
L Örnek:
Yeşil dağlar arasında Manisa, akşamları susar, ince rüzgarla dağılan ezan seslerinden sonra belde, derin bir sessizliğe dalar, karanlık basınca yamaçtaki evlerde cılız gaz lambalarının titrek ışıkları görülür.
Bu parçada, aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi kullanılmıştır?
A) Öyküleyici B) Betimsel
C) Açıklamalı D) Karşılaştırmalı
(1998 – LGS)
J Çözüm:
Parçada Manisa şehri tanıtılmaya, ayrıntılı özellikleriyle anlatılmaya çalışılmıştır. Yeşil dağlar arasında oluşu, akşamları sakinleşmesi, rüzgarda ezan sesleri, karanlıkla yamaçlarda ışıkların yanması gibi görsel ayrıntılarla okurun zihninde bir canlandırma yoluna gidilmiştir. Bu tür anlatım biçimlerine betimleme (tasvir) anlatım biçimi denir.
Cevap B’dir.
L Örnek:
Aşağıdakilerden hangisi bir anlatım yolu değildir?
A) Hikaye etme (öyküleme)
B) Tasvir etme (betimleme)
C) Örnekleme
D) İnceleme
(1998 – ML)
J Çözüm:
Hikaye etme; bir durumu veya olayı hikaye mantığı içinde yer, zaman ve kişiler üçgeninde anlatan biçimdir. Tasvir etme; kelimelerle resim yapma, ayrıntılı anlatma biçimidir. Örnekleme; konunun netleşmesi için konuyla ilgili örneklerin verildiği anlatım tekniğidir. Bu üç başlık birer anlatım tekniği olarak kullanılır. İnceleme, bir anlatım biçimi değildir. Bir yazı türüdür. Roman, hikaye, deneme gibi yazı türlerinden birisidir. İnceleme yazılarında da örnekleme, alıntı yapma gibi anlatım teknikleri kullanılabilir.
Cevap D’dir.
Düşünceyi Geliştirme Yolları
Temelde dört tane anlatım biçim olduğunu söylemiştik. Düşünceyi geliştirme yolları da bir anlatım tekniğidir. Bunlar, temelde dört biçimi olan anlatım tekniklerinin daha da iyi uygulanabilmesi için kullanılan dar kapsamlı biçimlerdir. Bir anlatım biçimi içinde birkaç tane düşünceyi geliştirme yolu kullanılabilir
1- Tanımlama:
Bir varlığı, kavramı çeşitli nitelikleriyle belirleme tanımlamadır. Bir paragrafta bir tanım cümlesi varsa o paragrafta tanımlama kullanılmış demektir. Tanımlama daha çok açıklama ve tartışma anlatım biçimleriyle birlikte kullanılır. Örneğin;
² “İyi bir yazıda canlılık, özlülük ve denge gibi nitelikler bulunmalıdır. Canlılık, anlatımın hareketli olması, konunun gözler önüne serilmişçesine özellik taşımasıdır. Özlülük, söz ve yazının az sözcükle isteneni verebilmesidir. Denge ise, yazının ya da sözün tümündeki ögelerin, ana fikrin çevresinde orantılı olarak bulunmasıdır.”
Bu paragrafta, canlılık, özlülük ve denge tanımlanmıştır. Parçada tanımlama yapılmış demektir.
2- Karşılaştırma:
İki farklı düşünce, kavram veya durumun kıyaslanmasıdır. Karşılaştırmada iki öge benzer ya da farklı yönleriyle kıyaslanır. Bu tekniği kullanmadaki amaç, kastımızın iyice anlaşılmasıdır. Özellikle tartışma biçimlerinde bu yola çok baş vurulur. Örneğin;
² “Bazı yazarlar vardır, okur geçersiniz; kazancınız sadece fikir edinmek olmaktır, dönüp bir daha okuma ihtiyacı pek hissetmezsiniz. Bazıları da vardır ki, onları her okuyuşta anlar ve yeni bir derinlik hissedersiniz. Tehlikelidirler; çünkü sizi esirleri haline getirirler, kendileri gibi düşünmeye zorlarlar.”
Bu parçada da iki yazar tipi karşılaştırılmıştır. Bazı yazarların kalıcı, bazı yazarlarında geçici oldukları ifade edilmiştir.
3- Örneklendirme:
Anlatılan konuyla ilgili örneklerin verilmesidir. Konunun daha iyi anlaşılması veya bir düşüncenin savunulması için sıkça kullanılır. Açıklama ve tartışma biçimlerinde sıkça başvurulan bir yoldur. Örneğin;
² “Her sanatın yenisi insan ruhunun yeniye ihtiyacından doğar. Bu doğuş doğal olursa yeni sanat eskisi kadar güzel ve eskidiği zaman bile güzel kalır. Biz sanat hayranları da bu eski ve yeni güzellikler içinde birinden öbürüne koşabiliriz. Klasisizmin berraklığından gözlerimiz kamaşmışsa, sembolizmin ilham dünyasına dalabilir ya da romantizmin duygusallığına koşabiliriz.”
Bu paragrafta görüldüğü gibi sanat anlayışı hakkında örnekler verilmiştir. Sanata dair görüş bildiren klasisizm, sembolizm ve romantizm akımları örnek olarak sunulmuştur.
4- Tanık Gösterme (Alıntı Yapma):
Savunulan görüşle ilgili olarak, ünlü bir kişinin, yazarın, düşünürün sözlerini tırnak içinde alıntı yaparak kullanma yoludur. Görüşler genellikle tırnak içinde ve doğrudan alınır. Özellikle, açıklama, tartışma biçimlerinde kullanılır. Örneğin;
² “Nurullah Ataç, hep eleştirmen olarak düşünülmüştür. Oysa Ataç’ın asıl önemi eleştirmenliğinden değil, Türkçenin düzyazı dil olarak kurulması yolunda harcadığı çabadan gelir. O da bunun farkındadır: “Eleştirmen bir öldü mü bir daha kimse anmaz onu der.” Kendi gerçek öneminin nereden geldiğini de şöyle belirtir: “Bugün bu ülkede bir dil kuruluyor; o yapıda benim de bir taşım var. Ancak görünmeyen, kimsenin gözüme çarpmayan bir taş.”
5- Benzetme:
Bir durumu anlatırken, başka bir durumla ilgi ve benzerlik kurma yoludur. Bir durumu ya da düşünceyi bir yönle, başka bir şeye benzetilir. Böylece, somutlama yoluna gidilebilir. Bu tür yazılarda, “gibi, sanki, güya, kadar, tıpkı, adeta....” sözcükleri sıkça kullanılır. Örneğin;
² “Demiryolu boyunca katarları ile uzanmış bu kara makine, eski zaman canavarlarını andırıyordu. Yorulmuş bir koca dev gibi hırıltılarla sanki zorlukla hareket ediyordu. Zifiri karanlığı delen tepegöz ışığı, etrafı gündüz gibi aydınlatıyordu. Lokomotif, demirden bir makineden daha çok uzun süzen bir çakal saldırısını savmış bir yorgun canavarı hatırlatıyordu.”
Bu paragrafta, tren, bir canavar benzetilerek anlatılmıştır. Parçanın asıl anlatım biçimi, öyküleme ve betimleme iç içe verilmiş bir biçimdir. Bu anlatım biçimini geliştirmek için de benzetme yoluna gidilmiştir. Benzetme ile anlatıma canlılık ve etkileyicilik kazandırılmıştır.
Benzetme anlatım yolu genellikle betimleme tekniği ile birlikte kullanılır. Tasvir edilen nesne veya durumun daha açık bir şekilde ifadesi için benzetmeler yapılır.
L Örnek:
Kış mevsiminden hiç hoşlanmam. Soğuğuyla, ulaşımıyla, yiyecek ve giyeceğiyle insana bir sürü sıkıntılar verir. Oysa yaz mevsimi öyle mi? Bir kere üşüme diye bir sorununuz, donma diye korkunuz olmaz. Bunun için de kat kat giyecek gereksinimiz yoktur. Yiyeceklerinizin büyük bir bölümü de yaz mevsiminin ürünleridir.
Paragrafta aşağıdaki anlatım yollarından hangisi kullanılmıştır?
A) Betimleyici anlatım
B) Karşılaştırmalı anlatım
C) Öyküleyici anlatım
D) Özetleyerek anlatım
(1998 – ÖO)
J Çözüm:
Parçada, kış mevsimi ile yaz mevsimi karşılaştırılmıştır. Kış ve yazın kıyaslaması yapılarak, yazın kışa olan üstünlükleri ve güzellikleri anlatılmıştır. Soruda, özellikle “anlatım yolları” sorulduğu için “betimleyici anlatım” doğru cevap olamaz. Çünkü bu, anlatım yolu değil, anlatım biçimidir. Aynı şekilde öyküleyici anlatım da bir anlatım biçimidir. Zaten parça hikaye özelliği taşımaz. Özetleyerek anlatım diye bir anlatım biçimi de yoktur. Ayrıca “oysa” sözcüğü daha çok karşılaştırmalı anlatım yollarında kullanılır.
Cevap B’dir.
L Örnek:
İnsan çocukluk çağından kurtuldu mu, gelecekte yaşamaya başlar ve yaşadığı günlerle gelecek günleri karşılaştırmaktan kendini alamaz. Bu karşılaştırma hep yaşanan günlerin zararına olmuştur.
Bu parça yorumlandığında, aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Yaşama, iyiliği ya da kötülüğü katanlar insanlardır.
B) Gelecek kaygısıyla yaşayanlar, bugünlerine zarar verirler.
C) Dün; bugün ölmüştür, bugün de yarın ölecektir.
D) Geleceği kurup düzenleyecek tek şey bugündür.
(2001 – LGS)
J Çözüm:
Soruda ana düşünce sorulmaktadır. Parçayı yorumlayarak ulaşacağınız düşünce, parçanın en genel ve en önemli yargısıdır. Parçada, geçmiş günlerle gelecek günlerin karşılaştırılmasının yaşanan günlere zarar vermesinden bahsedilmektedir. Yani gelecek kaygısından dolayı yaşanan günlerde sıkıntılar ve huzursuzluklar vardır. Bu düşünceyi veren seçenek “Gelecek kaygısıyla yaşayanlar, bugünlerine zarar verirler.”dir.
Cevap B’dir.
L Örnek:
Düşünen kişi; düşünme yetisini elinde bulunduran başkalarının düşüncelerine öykünmeyen ama onlara değer veren ve akıl gücüne dayanarak, bilgilerinden, yeteneklerinden, deneyimlerinden yararlanıp amacını gerçekleştirmek için azimle çalışan kişidir.
Bu parçada anlatılan kişi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Başka düşüncelere önem verdiği
B) Kararlı olması
C) Önceki yaşantılardan yararlandığı
D) Başkalarını taklit ettiği
(2001 – LGS)
J Çözüm:
Soruda parçanın savunmadığı düşünceyi bulmak sorulmaktadır. A’daki düşünce, “başkalarının düşüncelerine öykünmeyen ama onlara değer veren” sözünden; B’deki düşünce, “azimle çalışan” sözünden; C’deki düşünce, “deneyimlerinden yararlanıp” sözünden çıkarılabilir. Ama “Başkalarını taklit ettiği” düşüncesi bu kişi için söylenemez. Çünkü “başkalarının düşüncelerine öykünmeyen” ifadesi onun taklitçi birisi olmadığını anlatmaktadır.
Cevap D’dir.
1- “Bu sanatçının, dilediğiniz bir hikâyesini seçin. Seçtiğiniz hikâyenin istediğiniz yerinden bir kelimeyi çıkarın ya da onun yerine bir başkasını koymaya çalışın. Genellikle denemeniz başarıya ulaşmaz.”
Sanatçının bu parçada sözü edilen özelliği nedir?
A) Düşünce bağlantısını güçlü cümlelerle kurması
B) Az sözle çok şey anlatması
C) Çok anlamlı kelimelere yer vermesi
D) Kendine özgü kelimeler kullanması
2- “Ünlü şairin ölüm haberini radyodan işiten kişiler, bir an sustular. Ne kadardır bu an? Bir saniye mi? O kadar işte! Sonra hiçbir şey olmamış gibi geçtiler gündelik konuşmalara. Bu kadar cıktı bir şairin hem de tanınan, sevilen bir şairin ölümünün uyandırdığı yankı, tepki. Böyle mi olmalıydı? Yüreğimi burkan bu soru geldi takıldı kafama.”
Parçada dile getirilmek istenen duygu ya da davranış özellikle aşağıdakilerden hangisidir?
A) Suçlama B) Üzülme
D) Şaşırma E) Küsme
3- Zeytin ağacı, Akdeniz Bölgesi’nden başka, dünyanın hiçbir yerinde yetişmez. Yani onun belli bir vatanı var. Akdeniz’den tek uzaklaşabildiği yer, ancak Kanarya Adaları’dır. Orası da Akdeniz’in rüzgarlarıyla selamladığı bir yer. Zaten zeytinin Akdeniz bölgesindeki yetişme alanları da bu rüzgarın erebildiği yerlere bağlı bulunuyor.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Kesin yargılar bildiren cümleler kullanılmıştır.
B) Kişileştirme yapılmıştır.
C) Bilgilendirme esas alınmıştır.
D) Nesnel verilerden yararlanılmamıştır.
4- Kader sanki Feride’yi bütün sevdiklerinden ayırmaya ahdetmiştir. Munise’den sonra çevrenin baskısı, dedikodusu o kadar artar ki Hayrullah Bey hiç olmazsa görünüşü kurtarmak için Feride’yi alır, onunla kağıt üzerinde evlenir. Bir müddet geçtikten sonra ihtiyar olan Hayrullah Bey ölür. Yalnız ölmeden önce, Feride’nin ailesinin yanına döneceğine dair ondan söz almıştır.
Bu paragrafın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Açıklama B) Öyküleme
C) Benzetme D) Betimleme
5- (I) Çocukluğum Toroslardaki yaylalarda geçti. (II) Yayla hayatının kendine özgü, güzel yanları olduğu kadar sıkıntılı yönleri de vardır. (III) Sanıyorum bu yüzden, suyu da ağacı da suyla ve ağaçla haşır neşir olmayı da çok severim. (IV) İsveç’e her gidişimde, bu kadar mutlu olmam da belki bundan.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisi anlatımın akışını bozmaktadır?
A) I B) II C) III D) IV
6- Yapıtlarında daha çok kişisel duygularını şiirleştirmiş, toplumsal konulara dolaylı olarak yer vermişti. Bunlarda, kişinin sıkıntılarını, korkularını, ayrılıklarını, yalnızlarını, sevgi ve beklentilerini işlemişti. Bu şiirlerde arı bir dil kullanmış ve onların özüne uygun bir söyleyiş oluşturmuştu. Sözcük oyunlarından kaçınmış, şiirimize yepyeni bir ses getirmişti.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen şairle ilgili bir özellik değildir?
A) Her konuda şiir yazma
B) İçerikle uyumlu bir söyleyişe başvurma
C) Yalın bir anlatıma yer verme
D) Kendine özgü bir anlatımı olma
7- Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın giriş cümlesi olmaya en uygundur?
A) Sanat eserinde öze önem vermemek, yalnız biçimle yetinmek yanlıştır.
B) Ben bunda korkulacak, üzülecek bir yan görmüyorum.
C) Bu iki yazar edebiyatımızda modern hikaye tekniğini benimseyen sanatçılardandır.
D) Bir bakıma bu da güzel, başarılı bir tutumdur.
8- (1) Güvendiğim bir şiir varsa hemen okurdum. (2) Kürsüye oturur, bir şeyler okurdu. (3) Arada sırda beni çağırır, “yeni bir şiir var mı?” diye sorardı. (4) Son sınıfta okurken etütlere gelirdi Sıtkı Bey.
Yukarıdaki cümlelerin hangi ikisinin yeri değiştirilirse, parçanın bütünlüğü sağlanmış olur?
A) 1 ile 2 B) 1 ile 4
C) 2 ile 4 D) 3 ile 4
9- İnsan, dünyadaki serüveninin sonuna doğru, birtakım yazarlardan uzaklaşıyor; onlara kapılarını, pencerelerin sımsıkı kapıyor. Gençlikte hepimiz çok kitap okuruz. Yaşımız ilerleyip de vakit darlığı kendini belli etmeye başladı mı, artık ıvır zıvır kitapları bir yana itmek, sadece bizi coşturan kitaplara dönmek isteriz. Eskiden bizi hemen sarıveren kitaplar zamanla gözümüzden düşer. Diyeceğim, yıllar...
Yukarıdaki parça, aşağıdaki cümlelerden hangisi ile tamamlanmalıdır?
A) …kişiye yaşlandıkça olgunluk veriyor.
B) …kişinin beğenisini değiştiriyor, törpülüyor.
C) …İnsanın dünya görüşünü değiştiriyor.
D) …İnsanın deneyimini artırıyor.
10- Aşık Veysel, gösterişsiz, süslemesiz bir icra biçimi getirdi, “Fazla kalabalığa kulak asma.” derdi. Halk şiirindeki klasik ve geleneksel konuları gerek kendisinden, gerek zamanın koşulları içinde yeni deyimlerle sürdürdü. Sözlerini bağladığı eski ezgilere bütün halk ozanlarında olduğu gibi yeni biçimlemeler getirdi.
Bu parça, aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı olabilir?
A) Size göre Aşık Veysel’in belirgin bir felsefesi var mıdır?
B) Aşık Veysel’in anlatımı yoğun mudur?
C) Aşık Veysel “halk şiiri” zincirinin son halkası mıdır?
D) Âşık Veysel‘in halk müziğimize olan katkısı nedir?
11- Denilebilir ki, buraların en çalışkan, en becerikli, en yırtıcı adamdır. Ekmeğini taştan çıkarır.”
Bu söz, aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülürse, kendisinden söz edilen kişinin olumsuz bir yönü belirtilmiş olur?
A) Başkalarını ekmeğinden etse bile.
B) Ekmek elden su gölden demez.
C) Ekmek aslanın ağzında olsa bile.
D) Ne yapar eder bir ekmek kapısı bulur.
12- “... Fakat, daha umutlandıracak kadar bulut kümelenmeden, güneyden acı bir rüzgar koptu. Bu keskin samyeli, yerden süpürge ile toz kaldırırmış gibi, gökteki bulutları sildi süpürdü. Gök, çıplak ve boş kalmıştı.”
Bu parçayı aşağıdaki cümlelerden hangisiyle başlatmak uygun olur?
A) Aylar ayları kovaladı, yine de yağmur yağmadı.
B) Havada bir ağırlık vardı, gökyüzü, kapkara bulutlarla kaplanmıştı.
C) Öğleye doğru, küçük hafif bulutlar isteksiz isteksiz gökte toplandı.
D) Koyu kırmızı bir şafak söküyor, ortalık yavaş yavaş ağarmaya başlıyordu.
13- Okuduğunuz bir romana, seyrettiğiniz bir tabloya, dinlediğiniz bir konsere dalmışsınız. O anda dünyanın bütün çıkarlarından, yaşamın bütün acılarından, doğanın bütün çirkinliklerinden çok uzaklardasınız. Sizi çevreleyen her şey bir anda silinip gitmiştir. İçiniz yalnız o sanat eseriyle doludur. Duyduğunuz haz, yaşadığınız heyecan, insanı daraltan bu çıkar dünyasından sizi alıp sanatın bu lekesiz, saf dünyasına götürmüştür.
Yukarıdaki parçada sanatın hangi yönü vurgulanmıştır?
A) Eğitici yönü B) Duygusal yönü
C) Düşünsel yönü D) Öğretici yönü
14- Hayat devam ediyor her şeye rağmen;
Fakirlik, mutsuzluk, endişe...
Yarın neler göreceğiz, bilinmez
Yine koşacağız, koşturacağız...
Sağlık olsun!
Yaşıyoruz ya, yetmez mi?
Yukarıdaki şiirde hakim olan duygu aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) Yaşama bağlılık
B) Hayatın zorluğu
C) Mutsuzluklar
D) Gelecek endişesi
15- İnsan sürekli bir değişim içindedir. Bu nedenle insan davranışları üzerinde fikir yürütmek, bu davranışları birbirine uydurmak, hepsini bir kalıba sokmak oldukça zordur. Bu davranışlar çoğu zaman birbirine öyle aykırıdır ki, aynı tezgâhtan bu kadar çeşitli kumaş çıkması, insana olanaksızmış gibi gelir.
Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) İnsan davranışları bir kalıp içinde değerlendirilebilir.
B) İnsanın değişebilirlik özelliği, davranışlarının sınıflandırılmasını zorlaştırır.
C) Bir insanı, yaşamının bir dönemine bakarak değerlendirmek doğru değildir.
D) İnsanın en büyük kusuru, davranışlarının bir kararda durmamasıdır.
16- Her doğruyu söylemeye gelmezmiş, birtakım doğruları yaymamak, kanundan gizlemek gerekmiş... Peki ama bir doğruyu söylememek, gizlemek, o doğrunun yerinde duran yalanı sürdürmek demek değil midir? Yalanın yalan olduğunu bilerek, gene sürmesine bırakmaya hakkımız var mıdır? Bazı yalanlar kutsalmış, onlara dokunmağa gelmezmiş... Bir şeyin yalan olduğunu bilmek, onun kutsallığının olmadığına inanmak demektir. Bunun için “kutsal” yalan sözü saçmadır.
Bu paragrafta vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Her doğru her yerde söylemek doğru değildir.
B) Doğruların söylenmesi, her zaman çözüm olmayabilir.
C) Bazı yalanların bir süre devam etmesi faydalıdır.
D) Herhangi bir yalanın sürmesini istemiyorsak, her doğruyu söylemeliyiz.
17- Son yirmi yıl içinde çevirinin çok geliştiğini söyleyebilirim. Özellikle roman çevirisi yapanlar arasında, hem yazarın dil ve üslubuna dikkat eden hem de çevirdiği sözün Türkçesini titizlikle arayıp bulan çevirmenlerimiz yetişti. Bu, edebiyatımızın bir şansıdır. Aynı şeyi bilimsel kitapların çevirileri hakkında söyleyemediğim için üzgünüm. Ne yazık ki, soyut ve özleştirmeci bir Türkçe ile çevrilmiş bu kitapları okuyunca tek kelime anlamıyoruz.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Çevirmenlerin gereken ilgiyi göstermemeleri nedeniyle bilimsel kitapların çevirisindeki dil başarısızdır.
B) Çevirmenler, edebi eserlerden çok bilimsel eserlere yönelmeliler.
C) Çağdaş düşünce eserlerinin dilimize çevrilmesi edebiyatımızın zenginleşmesini sağlamıştır.
D) Çevirmenler, çevirdikleri eserleri, yazarlarının üslubunu bozmadan Türkçe’ye aktarma yolunu bulmalıdırlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder