11 Temmuz 2008 Cuma

SÖZCÜKTE ANLAM 2



CÜMLEDE ANLAM ve ANLATIM

Bir duyguyu, bir düşünceyi, bir dileği anlatan ve içeri­sinde bir yargı bulunduran sözcük veya sözcük gru­buna cümle denir. Cümle, bir sözcük grubu olabileceği gibi, bir sözcükten de oluşmuş olabilir. “Size yarın uğrarım.” cümlesi üç sözcükten oluşmuş bir cümledir. Buna karşılık “Koşuyorum.” cümlesi ise tek sözcüklü bir cümledir.

Bir cümle kurulurken temel amaç, anlatılmak isteneni eksiksiz ve doğru olarak karşımızdakine iletmektir. Bu amaca ulaşmak için de cümleyi dilbilgisi bakımın­dan kusursuz kurmalı; sözcükleri doğru ve mantıklı seçmeliyiz.

Şimdi cümleyi birkaç yönden inceleyelim

A) CÜMLEDE ANLAM:

Anlatılmak istenen duygu ve düşünce cümlenin anla­mını oluşturur. Anlam bakımından çok değişik cümleler kurulabilir. Burada, sınavlarda, üzerinde daha çok durulan cümleleri inceleyeceğiz.

Cümle anlamıyla ilgili soruları rahat çözebilmek için; çok sayıda sözcük bilmek, sözcükler arası anlam iliş­kilerini kavramak, cümleyi doğru yorumlamak ve cüm­leyi sadece verilmiş biçimiyle düşünüp cümleye kendi görüşlerimizi katmamak gerekir. Şimdi cümlede anlam konusuyla ilgili gelen soru tipleri üzerinde konuyu in­celeyelim.

1- Eş ya da Yakın Anlamlı Cümleler:

Aynı özü taşıyan, aynı doğrultuda olan cümlelere eş ya da yakın anlamlı cümleler denir. Bu cümlelerde veril­mek istenen duygu ve düşünce iki ayrı cümlede farklı sözcük veya sözcük gruplarıyla sağlanır. Bunun için verilen cümlelerde temel kavramlar doğru tespit edil­melidir. Temel kavramları doğru tespit etmek için de iki cümlenin eş ya da yakın anlamlı olmasını sağlayan “eş ya da yakın anlamlı kavramları” doğru olarak belirle­mek gerekmektedir. Ayrıca cümlelerin olumlu ya da olumsuz yargılarına dikkat edilmelidir. Örneğin;

² “Biz insanlar çok dinleyip, az konuşmalıyız.”

² “İnsanların iki kulağı olmasına karşın, bir ağzı vardır.”

Yukarıdaki iki cümle yakın anlamlıdır. İkisi de “çok dinleyip, az konuşmayı” anlatmaktadır. “çok dinlemek” sözü “iki kulak”; “az konuşmak” sözü de “bir ağız” ifa­deleri ile karşılanmıştır. Buna ek olarak;

² “Hiçbir suçlu kendi yargıçlığından kurtulamaz.” ile,

² “Suçlular yaşamları boyunca kendilerini yargı­larlar.”

² “Kararlarında yüreğinin sesini dinlerdi.” ile

² “Düşüncelerinde daha çok duygularının tesiri vardı.”

² “Şiire yaşlı bir şair gibi başlamak, onu genç bir şair gibi sürdürmek gerekir.” ile,

² “Şiir deneyim ve coşkunun ürünü olmalıdır.”

cümleleri anlattığı temel yargı ve görüş bakımından yakın anlamlıdır. Bu cümlelerde altı çizili kavramlar aynı şeyleri ifade etmektedir. Bu kavramların doğru tespit edilmesi herhangi bir yanlışlık yapılmadan eş ya da yakın anlamlı cümlelerin belirlemesini ger­çekleştirir.

L Örnek:

Aşağıdaki cümlelerden hangileri birbirleriyle yakın anlamlıdır?

I. Eve vazo da götürdü.

II. Eve bir de vazo götürdü.

III. Eve bir vazo götürdü.

IV. Eve de bir vazo götürdü.

A) II – III B) III – IV C) I – II D) I – IV

(1994 – DPY)

J Çözüm:

I. ve II. cümleler yakın anlamlıdır. İkisinde de, “başka bir şeye ek olarak bir de vazo götürüldüğü” anlatılmak istenmiştir. Cümlelerdeki “de” bağlacı dikkate alınmalı­dır.

Cevap C’dir.

L Örnek:

Aşağıdakilerden hangisi, “At binenin, kılıç kuşanan­dır.” atasözüne en yakın anlamdadır?

A) At bulunur, meydan bulunmaz, meydan bulunur, at bulunmaz.

B) At biniciye göre kişner.

C) Ata eyer gerek, eyere at gerek.

D) Av avlayanın, kemer bağlayanındır.

(1990 – AÖL)

J Çözüm:

“At binenin, kılıç kuşanandır” atasözü “Bir şeyden kim yararlanıyor, onu kullanıyorsa, o onun sayılır.” anla­mındadır. Dolayısıyla “av avlayanın, kemer bağlaya­nındır.” atasözü bu anlama gelmektedir. Diğer atasöz­leri daha farklı anlamlar taşımaktadır.

Cevap D’dir.

2- Neden Sonuç İlişkisi Bulunan Cümleler:

Neden – sonuç ilişkisi bulunan cümlelerde iki kısım vardır. Bunlardan bir tanesi “neden”, diğeri “so­nuç”tur. Bir olayın gerçekleşmesi veya bir durumun ortaya çıkması bir “sebebe” (nedene) bağlıdır. Bu se­bep oluşmazsa, “sonuç” ortaya çıkmaz.

Neden – sonuç cümlelerinde “Niçin?” sorusu sorularak sebep bulunur. Örneğin; “Çok çalışmaktan yorgun düştü” cümlesine “Niçin yorgun düştü?” ya da “Yorgun düşmesinin sebebi nedir?” sorularından biri sorulursa, cevap “çok çalışmaktan” olacaktır. Bu da sonucun sebebidir.

Aşağıdaki cümleler neden – sonuç ilişkisi bulunan cümlelere örnektir.

² “Sınava iyi hazırlandığından başarılı oldu.“

² “Küçük kardeşimi kedi sanıp korktum.”

² “Okula gelmediği için, idareden uyarı aldı.”

² “Sevicinden hoplayıp zıpladı.”

L Örnek:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sebep – sonuç ilişkisi vardır?

A) Çok çalıştı da sınıfı geçti.

B) Söz vermese de gene gelir.

C) Otelde biraz dinlenip de gelecek.

D) Konuşsam da inadından vazgeçmez.

(1997 FL)

J Çözüm:

“Çok çalıştı da sınıfı geçti.” cümlesinde, “Sınıfı geçme”nin sebebi, “çok çalışma” olarak verilmiştir. Diğer cümlelerde sebep – sonuç ilişkisi yoktur.

Cevap A’dır.

L Örnek:

“Bu kadar düzenli ve disiplinli çalışmadan sonra, ya­rışmada birinci olması hiç de sürpriz değildi.”

Parçadaki neden – sonuç ilişkisi dikkate alındı­ğında “neden olan durum” aşağıdakilerden hangisi­dir?

A) Bilinçli ve planlı hazırlıklar

B) Önceki örnek yarışmalar

C) Başkalarının yaptığı katkılar

D) Çalışmalardan duyulan mutluluklar

(1998 – OÖK)

J Çözüm:

Soruda bizden eylemin nedeni sorulmaktadır. Soru kökündeki cümleye “Niçin?” sorusunu sorduğumuzda (Yarışmada birinci oluşu niçin sürpriz değildi?) “Düzenli ve disiplinli” kısım cevap vermektedir. Bu da A’da ifade edilmiştir. Yani, birinci olmasının sebebi; disiplinli, planlı ve düzenli çalışmasıdır.

Cevap A’dır.

3- Şart (Koşul) Bildiren Cümleler

Şart (koşul) bildiren cümleler, sebep – sonuç cümleleri gibi, iki kısımdan oluşur. Bu cümlelerde bir eylemin ya da durumun gerçekleşmesi bir “şarta” bağlıdır. Fakat, bu şart yerine gelse de eylem ya da durum bazen gerçekleşmeyebilir. İleriye dönük bir sonuç olduğu için, olumlu veya olumsuz bir sonuç çıkabilir. Örneğin;

² “Beni dinlerseniz, konuyu anlarsınız” cümle­sinde, “konuyu anlamanın” şartı olarak, “dinleme” verilmiştir. Bu şart yerine getirilirse, “anlama” ger­çekleşebilir. Ama sonuç kesin olarak ifade edilme­miştir. Olumsuz da olabilir. Aşağıdaki cümleleri inceleyelim:

² “Çok okumadıkça kelime dağarcığın gelişmez.”

² “Fazla yersen, şişmanlarsın.”

² “Babam gelirse size de uğrarız.”

L Örnek:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemin gerçekleş­mesi bir şarta bağlanmıştır?

A) Havalar soğumuş, paltolar giyilmişti.

B) İnsan istedi mi her şeyi başarır.

C) İstanbul’a gider gitmez geri döndüler.

D) Yağmur yağsa da top oynarız.

(1996 – ML)

J Çözüm:

“İnsan istedi mi her şeyi başarır.” cümlesinde “İnsanın istemesi” başarının şartı olarak belirlenmiştir. Başarı bu şarta (koşula) bağlanmıştır. İnsanın istemesi duru­munda başarının gerçekleşeceği ifade edilmiştir. Cümle bu yönüyle şart – koşul cümlesidir. Diğer seçe­neklerde bu anlamı veren cümle yoktur.

Cevap B’dir.

L Örnek:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemin gerçekleş­mesi şarta (koşula) bağlıdır?

A) Zamanında geleceğim diyorsun; ama geç kalıyor­sun.

B) Çalışıyorsun; ama bu tempoyla zamanında bitire­mezsin.

C) Günlerce aradı; ama bir türlü izine rastlamadı.

D) Sinemaya giderim; ama sen de gelirsen.

(1998 – OÖK)

J Çözüm:

Soruda şart (koşul) anlam yani, bir şeyin gerçekleş­mesi için bir şartın yerine getirilmesi sorulmaktadır. D seçeneğindeki cümle, sinemaya gitmenin şartı olarak onun istediği birinin de gelmesine bağlı olduğunu be­lirtmektedir. Bu şart gerçekleşmezse, sinemaya gidil­meyeceği sonucu çıkar. Diğer seçeneklerde böyle bir şart söz konusu değildir.

Cevap D’dir.

4- Karşılaştırma Bildiren Cümleleri

Bir düşünceyi, durumu veya nesneyi benzer veya farklı yönleriyle kıyaslama işine karşılaştırma denir. Karşı­laştırmalarda, varlıkların veya durumların olumlu – olumsuz yönleri ortaya çıkar.

Bir karşılaştırmada, “üstünlük, benzerlik, eşitlik, farklılık...” gibi yönler karşılaştırılır. Bu yönler belirtilir­ken, “en, daha, kadar, gibi...” sözcükler kullanılır. Örnek olarak;

² “Buraya, Antalya Adana’dan daha uzak.” cümle­sinde uzaklık bakımından Antalya ile Adana karşı­laştırılmıştır. Bu cümlede “daha” sözcüğü uzaklık bakımından Antalya’nın farkını belirtmiştir.

² “En çok sevdiğim meyve üzümdür.” cümlesinde meyveler arasında, sevmek bakımından bir kıyas­lama yapılmıştır. Üzüm, en çok sevilen meyve ola­rak gösterilmiştir.

² “Cennet kadar güzel vatanın var!” cümlesinde de, vatanın güzelliği, abartılarak cennetin güzelli­ğine benzetilmiştir. Burada da yine benzerlik yö­nünden bir karşılaştırma söz konusudur.

L Örnek:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde karşılaştırma söz konusudur?

A) Trafiği rahatlatmak için geniş yolla açılmalı.

B) Hasta, yatağından kalkar kalkmaz dışarı çıkmak istedi.

C) Bu güzel ayakkabıları nereden aldınız?

D) Bu elbise size daha çok yakıştı.

(1996 – FL/AÖL)

J Çözüm:

Karşılaştırma; varlıkların, durumların veya düşüncele­rin değişik özelliklerini birbiriyle kıyaslama, ölçme – tartmadır. Böyle bir özellik sadece D seçeneğinde vardır. Bu cümle söz konusu elbisenin bir insana diğer bir elbiseye göre daha çok yakışmasını anlatmaktadır. Böylece iki elbise arasında “yakışma” bakımından karşılaştırma yapılmıştır.

Cevap D’dir.

L Örnek:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde karşılaştırma yapıl­mamıştır?

A) Antalya o zaman da bir liman kentiydi.

B) Meydana gelen en şiddetli sarsıntı budur.

C) Çocukların tümü cılız ve hastalıklıydı.

D) Babanı biraz daha yaşlanmış gördüm.

(1999 –LGS)

J Çözüm:

A’da Antalya liman kenti oluşu yönüyle, B’de meydana gelen sarsıntının diğer sarsıntılara göre şiddeti bakı­mından, D’de, babasının eskiye göre daha yaşlanması yönünden bir karşılaştırma yapılmıştır. C’de ise bir karşılaştırma yoktur. Sadece gözlem sonucu ortaya çıkan bir durum aktarılmıştır.

Cevap C’dir.

5- Yorum Cümleleri

Anlatılanlara kişinin kendi duygu, düşünce ve görüşünü katmasına yorum denir. Bir düşünceyi veya durumu, hiç müdahale etmeden, olduğu gibi anlatma yorum özelliği taşımaz. Yorumda, kişi bir olaydan veya du­rumdan bir nevi sonuç çıkarır. Kendisine göre bu olayı veya durumu ifade eder. Yorumlarda öznellik vardır. Yorum cümleleri kişinin beğenisini, bakış açısını yan­sıtmaktadır. Örneğin;

² “Yeşil gözleri ve sarı saçları bebeğin güzelliğine ayrı bir şirinlik katmıştı.” cümlesi bir yorum cüm­lesidir. “güzellik” ve “ayrı bir şirinlik” ifadeleri kişisel yorumlardır.

² Yeşil gözleri ve sarı saçları vardı bebeğin” cümlesi ise yorum cümlesi değildir. Sadece mevcut olan bir durum anlatılmıştır. Buna ek olarak;

² “Şiir insanın içini ürperten bir melodi ve anlam demeti olmalıdır.”

² “Eser uzun süre gündemde kalacağa benziyor.”

² “Resimlerindeki renk uyumu hemen fark edili­yordu.”

Cümleleri kişisel yorum ve değerlendirme içeren ifa­delerdir. Ayrıca;

² “Yazar son eserinde ekonomik problemleri işlemiş.” cümlesi ise kişisel yorum özelliği taşıma­yan, nesnel bir değerlendirmedir. Nesnel değerlen­dirmelere yazar kendi düşüncelerini katmaz.

L Örnek:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yorum söz konusu­dur?

A) İlkbahar insanların gönlünü ferahlatır.

B) Ülkemizde dört mevsim de yaşanır.

C) Karadeniz Bölgesi çok yağış alır.

D) Kışın kar ve soğuğundan bir kurtulabilsek.

(1995 – ML)

J Çözüm:

B, C ve D’deki cümlelerde herhangi bir yorum, kişisel görüş yoktur. Sadece herkesçe bilinen ve kabul edilen, ispatlanabilen durumlar dile getirilmiştir. A’da ise, İlk­baharın insanların gönlünü ferahlatması düşüncesi, kişisel bakış, değerlendirme olduğu için yorumdur. Bazı insanlar ilkbahardan sıkılabilir. Dolayısıyla bu ifadeler ispatlanamaz.

Cevap A’dır.

6- Tanım Cümleleri

Bir kavramın ya da olgunun ne olduğunu anlatan cümlelere tanım cümle­leri denir. Tanım cümlelerinde kavram veya durum, özellikleriyle verilir, tanımlanır. Tanım cümleleri; “Bu nedir?” sorusuna verilen cevaptır. Bu tür cümleler genellikle "–dır, –dir, –tır, –tir” ekleriyle biter. Ama sonuna bu eklerden birini almış her cümle tanım cüm­lesi değildir. Örneğin;

² “Hayat, doğumla başlayan, ölümle biten bir maceradır.” cümlesi bir tanım cümlesidir. Bu cümle hayatın ne olduğunu anlatmaktadır. “Hayat nedir?” sorusunun cevabı olduğundan bu cümle bir tanım cümlesi özelliği gösterir.

² “Hayat, nasıl olursa olsun, ölümden daha güzel­dir.” cümlesi ise bir tanım cümlesi değildir. Hayatın sadece bir yönü ifade edilmektedir. Ayrıca bu cümle “Hayat nedir? sorusuna da cevap vermez. Ek olarak;

² “Sanat güzelliklerin güzelce ifadesidir.”

² “Bilim, varlıkları inceleyen bir daldır.”

² “Güneş, her gördüğümde bana yaşama sevinci veren candan bir arkadaştır.” Cümleleri de nesnel ve öznel nitelikli tanım cümleleridir.

L Örnek:

(1) Yazı, insanoğlunun en değerli buluşlarından biridir. (2) Yazı, insanların duygu, düşünce ve isteklerini ilet­mek için yararlandıkları bir anlatım aracıdır. (3) Uygar­lık yazı dilinin gelişmesi ile ilerlemiştir. (4) Tarih bilimi­nin yazının bulunuşuyla başlaması işte bu nedenledir.

Paragrafın hangi cümlesinde tanım yapılmıştır?

A) 1 B) 2 C) 3 D) 4

(2000 – ÖO)

J Çözüm:

(2) numaralı cümle tanım cümlesidir. Yazının ne oldu­ğunu özellikleriyle tarif etmiştir. Yazı bu tanıma göre bir “anlatım aracıdır” Ayrıca bu cümle; “Yazı nedir?” soru­suna verilmiş bir cevaptır.

Cevap B’dir.

7- Anlamla İlgili Diğer Cümleler :

² Beğenme: Hoşlanmak, olumlu ve güzel bulmak anlamına gelir.

“Şiir çok dengeli ve güzel olmuş.”

“Titiz davranışları bence çok olumlu.”

² Sitem: Bir kimseye olumsuz davranışları sebebiyle öfkelenmeden tepki gösterme anlamındadır.

“Bizi günlerce arayıp sormadın.”

“Aşk olsun bana bu yapılır mı?”

² İhtimal: Olabilirlik, akla yatkınlık, mümkün olma anlamına gelmektedir.

“Yarın sizi tekrar arayabilirim.”

“Ahmet bana kırılmış olabilir.”

² Kesinlik: Şüpheye yer bırakmayacak şekilde, apaçık olma anlamındadır.

“Seni bir daha rahatsız etmeyeceğim.”

“İstanbul’u II. Mehmet fethetmiştir.”

² Tahmin: Bir şey hakkında kesin sonuca varmayıp, zanna dayanarak fikir yürütme anlamına gelmekte­dir.

“Bu maç bence berabere biter.”

“Şimdi köyüm yeşillenmiştir.”

² Yakınma: Şikayet etmek, sızlanmak, anlamında kullanılmaktadır.

“Sen de verdiğin sözde durmuyorsun ki.”

“Senin bu davranışlarından bıktım artık.”

² Şaşma: Garipsemek, hayret etmek, anlamındadır.

“Ne yaptım ki bana sert bakıyorsunuz?”

“Bu cesareti kendinde nasıl buluyorsun?”

² Merak: Bir şeyin iç yüzünü öğrenmek, anlamak isteğidir.

“Acaba bu arabadan kimler indi?”

“Nasıl biri olduğunu çok merak ediyorum.”

² Pişmanlık: Yapılan yanlışlara üzülmek, keşke olmasaydı demek, anlamındadır.

“Keşke zamanında derslerime dikkat etseydim.”

“Sana yanlış yapmasaydım, ne iyi olurdu.”

² Öneri: Bir konuda ileri sürülen fikir, teklif anlamına gelmektedir.

“Kilo almak istemiyorsan bol su iç.”

“Paranı borsaya yatırsan daha iyi olur.”

Şimdi cümle anlamıyla ilgili birkaç değişik soru çö­zümleyelim.

L Örnek:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “beklenti” söz konu­sudur?

A) Üzüleceğini bildiği için hemen aramış.

B) Ankara’ya geldiğinde ararsın diye düşünmüştüm.

C) Aynı şeyleri defalardır anlatıyorum.

D) Bu kitapları alacağını daha o gün anlamıştım.

(1994 – AÖL)

J Çözüm:

Beklenti, “bir şeyin olacağını gerçekleşeceğini ummak,” demektir. “Ankara’ya geldiğinde ararsın diye düşün­müştüm.” cümlesinde bu sözü söyleyen, arkadaşının “kendisini arayacağını” beklemiştir.

Cevap B’dir.

L Örnek:

Hangi cümlede “davranış” anlatılıyor?

A) Yüzü gözü toz içindeydi.

B) Büyük başlı, iri yapılıydı.

C) Çocuklar her zaman sevimlidir.

D) Misafirlerini çok sıcak karşıladı.

(1995 – FL)

J Çözüm:

A ve B’de bir “görünüş” anlatılmaktadır. C’de “bir dü­şünce, görüş” verilmiştir. Dolayısıyla bunlar davranış değil birer durumdur. Misafirleri karşılarken ince, sıcak davranmak bir davranıştır.

Cevap D’dir.

L Örnek:

“Gerçek sanatçı, yüreğiyle görür, hayaliyle meydana getirir.” sözünden aşağıdakilerden hangisi çıkarıla­maz?

A) Hayal kuramayan sanatçı olamaz.

B) Sanatçı için duygu ve hayalin önemi büyüktür.

C) Sanatçıların hissetme kabiliyetleri gelişmiştir.

D) Sanatçı gerçekleri ön planda tutar.

(1997 – AT – ML)

J Çözüm:

Soru kökündeki cümlede; “gerçek sanatçının” iki özel­liği verilmiştir: “duyması ve hayal edebilmesi.” Buna göre, A, B ve C’de sırasıyla “hayal kurmaktan, hayal­den ve hissetmek”ten bahsedilmiştir. Bunlar soru kö­kündeki düşüncelere uygundur. Ama D’de, “gerçek” ön plana çıkarılmıştır. Gerçeklerde hayale ve duyguya yer verilemez. Dolayısıyla D’deki cümle soru kökündeki cümleden çıkarılamaz. İki cümlenin anlatmak istedikleri farklıdır.

Cevap D’dir.

L Örnek:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “kınama” söz konu­sudur?

A) Sen görevini yapmaya çalıştın ya, o yeter!

B) Bu iş senin kolay zannettiğin kadar kolay değil!

C) Sen merak etme, o işini bilir!

D) Hani, bu senin yaptığın da iş değil!

(1992 – AÖL)

J Çözüm:

Kınama, “ayıplama, yapılan bir işin kötü olduğunu belirtir biçimde söz söyleme” anlamındadır. D’de “Se­nin yaptığın iş değil” denilirken bir durum olumsuz olarak ifade edilmiştir.

Cevap D’dir.

B) CÜMLEDE ANLATIM

Cümlede anlatılmak istenen duygu, düşünce ve yargı­ların anlatılış, ifade ediliş tarzına anlatım denir. Cümle­nin içeriğine ve amacına uygun olarak bir anlatım bi­çimi tercih edilir. Cümlede anlatımı üç başlık altında inceleyebiliriz.

1- Nesnel Anlatımlı Cümleler

Doğruluğu ya da yanlışlığı ispat edilebilen kişiden kişiye değişme özelliği göstermeyen yargıları anlatan cümlelere “nesnel anlatımlı cümleler” denir.

Nesnel yargılar, duygusal ve kişisel olmayıp, bilimsel özellik taşımaktadır. Nesnel yargılarda kişisel yorum ve değerlendirme bulunmaz, örneğin;

² “Şener Şen, “İkinci Bahar” adlı dizide de rol almıştır.” cümlesindeki bilgiler ispatlanabilecek niteliktedir. Bu yüzden nesneldir, kesin, gerçek bir bilgidir.

² “Halide Edip, 1922 yılında “Ateşten Gömlek” romanını yazdı.” cümlesinde de tarih biliminin vermiş olduğu nesnel bir yargı bulunmaktadır. Kişi­sellik söz konusu değildir.

² “Çocuklar ağlayarak annelerini istediler.” cüm­lesi de nesnel yargılı bir cümledir. Gözlem sonucu elde edilmiş bir bilgi aktarılmıştır. Kim bu manza­rayı görse, aynı şeyleri söyler. Bunlara ek olarak aşağıdaki cümleleri de verelim.

² “Her tarafta kuş sesleri duyuluyordu.”

² “Kitap, Türkiye’nin işsizlik sorununu işlemiş.”

² “Sanatçılar, yarın eserin ikinci bölümünü bu salonda seslendirecekler.”

2- Öznel Anlatımlı Cümleler

Kişisel görüşler ve beğeniler taşıyan, ispatlanma özel­liği olmayan, göreceli ve değişken olan yargıları anla­tan cümlelere ”öznel anlatımlı cümleler” denir. Öznel yargılı cümleler kişisel yorum niteliğindedir. Örneğin;

² “Şener Şen, “İkinci Bahar” adlı dizide çok başa­rılı olmuştur.” cümlesi öznel bir yargıdır. “Çok ba­şarılı” sözü kişisel olup, herkesçe aynı kabul edil­meyebilir.

² “Halide Edip, 1922 yılında çok beğenilen “Ateş­ten Gömlek” romanını yazdı.” cümlesi de öznel­dir. “Çok beğenilen” sözü bu cümleyi nesnellikten çıkarıp cümleye öznel bir nitelik kazandırmıştır. Çünkü; bu eser herkes tarafından beğenilecek, diye bir kural yoktur.

² “Çocukların ağlayarak annelerini istemeleri çok acı vericiydi.” cümlesi ”çok acı vericiydi” sözünden dolayı öznel bir nitelik kazanmıştır. Aynı durumu gören başkası belki bunu çok acı verici olarak al­gılamayacaktır. Bu ifadenin ispatlanması da düşü­nülemez. Bunlara ek olarak;

² “Bu konserde dinlediğimiz ezgiler, insana ya­şama sevinci veriyor.”

² “İstanbul Türkiye’nin en güzel şehridir.”

² “Eserlerinde oldukça sağlam bir uyum var.” cümleleri de öznel anlatımlı cümlelerdir.

L Örnek:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kişisel görüş söz konusudur?

A) Roman, edebiyatımıza batıdan gelmiş bir türdür.

B) “Yaban” Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun bir eseri­dir.

C) “Eylül” psikolojik roman türüne girer.

D) “9. Hariciye Koğuşu”, Peyami Safa’nın en güzel eseridir.

(1998 – DPY)

J Çözüm:

D’deki “en güzel” sözü kişisel bir yorum ve beğenidir. Başkaları bu eseri güzel bulmayabilir. Diğer cümlelerde böyle kişisel görüşler yoktur. Bu cümlelerde verilen bilgiler, herkesçe aynı kabul edilen, nesnel bilgilerdir.

Cevap D’dir.

3- Mecaz Anlatımlı Cümleler

Mecaz anlamlı sözcüklerin kullanıldığı cümleler mecaz anlatımlı cümlelerdir. Mecaz anlam, sözcüğün gerçek anlamından tamamıyla uzaklaşarak kazandığı yepyeni bir anlamdır. Mecazlı anlatım, ifadeye güzellik ve etki­leyicilik katar. Örneğin;

² “Büyükannem, mehtap gecelerinde bu bahçe­nin cennet gibi olduğunu anlatırdı.” cümlesinde “bahçe” cennete benzetilerek mecazlı bir anlatım yapılmıştır. Zaten, bahçe gerçekten “cennet” gibi olamaz.

² “Herkesi etkileyen yumuşak kişiliği, beni de her geçen gün kendisine yaklaştırıyordu.” cümle­sinde de “yumuşak” sözcüğü mecaz anlamlı bir sözcüktür. “Yumuşaklık” maddelere ait bir özelliktir. Sözcüğün gerçek anlamı budur. Burada sözcük mecaz anlam kazanmış ve “sempatik, samimi” an­lamında kullanılmıştır. Dolayısıyla bu cümle mecaz anlatımlı bir nitelik kazanmıştır.

L Örnek:

Hangi cümlede mecazlı bir anlatım vardır?

A) Top sahası yumuşak ama oyuncular öfkeli.

B) Hepimiz toplanıp onu ziyaret ettik.

C) Arkadaşlarımız verilen her işi yapacaklar.

D) Beni ayağına çağırıp bir güzel haşladı.

(1997 – FL/AÖL)

J Çözüm:

A,B ve C’de mecaz anlamlı bir sözcük kullanılmamıştır. Dolayısıyla bu cümlelerde mecazlı anlatım olamaz. D’de “haşladı” sözcüğü mecaz anlamlıdır. “Bir şeyi suda kaynatmak” anlamında olan sözcük, burada ger­çek anlamından uzaklaşmış, “kızmak, azarlamak” anlamında mecazlaşmıştır. Dolayısıyla mecaz anlamlı sözcük bulunan cümle mecaz anlatımlı olduğundan bu seçenek doğrudur.

Cevap D’dir.

CÜMLE TAMAMLAMA

Bir cümlede boş bırakılan yere uygun sözcük veya sözcükleri getirme işine “cümle tamamlama” denir. Her cümle anlam ve biçim bakımından bir bütünlük taşır. Bir cümlenin eksiği tamamlanırken, bu bütün­lük göz önüne mutlaka alınmalıdır. Boş bırakılan bu yere getirilen sözcükler cümlenin anlamına ve dilbil­gisi kurallarına göre, biçimine uygun olmalıdır. Bu tip sorular, seçeneklerden hareketle de çözülebilir. Se­çenekler teker teker denenerek her bakımdan uygun olanı getirilir. Örnekler üzerinde konuyu iyice öğren­meye çalışalım.

L Örnek:

“Gerçeği buldum.” deme, “......” de! anlatımındaki boşluğa aşağıdakilerden hangisi getirilirse söz, “Sınırsız sayıda gerçek vardır.” anlamı kazanır?

A) Gerçekten korktum.

B) Gerçek beni buldu.

C) Gerçeği hiç kaybetmedim ki.

D) Bir gerçek buldum.

(2000 – OÖK)

J Çözüm:

“Sınırsız sayıda gerçek vardır.” sözü, “tek gerçeğin” olmadığını ifade etmektedir. Birden çok gerçek vardır, anlamını veren D’deki “Bir gerçek buldum.” ifadesidir. Bu bir gerçek, sınırsız gerçekler içinden biri olabilir. Diğer seçenekler cümleye getirildiği zaman sorulan anlam çıkmaz.

Cevap D’dir.

L Örnek:

“Sevmekten korkmayın, sevdikçe dünyamız ........... yalnızlık nedir..........”

Bu cümlede boş bırakılan yerlere, aşağıdaki söz­cüklerden hangisi getirildiğinde anlamlı cümle oluşur?

A) Renklenecek – bilmeyeceksiniz.

B) Güzelleşecek – öğreneceksiniz.

C) Değişecek – anlayacaksınız.

D) Büyüyecek – göreceksiniz.

(1998 – LGS)

J Çözüm:

Cümle anlam yönünden olumludur. Sevmenin olum­lu ve güzel yönlerini anlatmaktadır. O halde şıklardan sevmekle ilgili güzel ve faydalı olan ifadeleri seçmemiz gerekmektedir. A’da “renklenecek – bilmeyeceksiniz” sözcükleri bu cümlenin anlamına uygundur. Diğerle­rinde böyle bir uyum yoktur.

Cevap A’dır.

CÜMLE OLUŞTURMA

Karışık olarak verilmiş sözcüklerden veya sözcük gruplarından anlamlı ve kurallı bir cümle yapma işine “cümle oluşturma” denir.

Kurallı cümlelerde yüklem sonda olur. Bunun için ilk önce yüklem bulunmalı ve en sona konmalıdır. Ondan sonra da anlama dikkat edilerek sözcükler dizilmelidir. Bunun yanında tamlamalar bölünmemelidir. Türkçe cümle diziminde genellikle zarf tümleci yüklemin önünde olduğu için bu öge yüklemin önüne konmalıdır.

Konuya Örnek verelim:

L Örnek:

1. indirmek isteyenlerdir

2. ileriye gitmesini

3. istemeyenler

4. onu

5. insanın

6. hayvan seviyesine

Yukarıdaki kelime ve kelime gruplarıyla kurallı ve anlamlı bir cümle oluşturulduğunda sıralama nasıl olur?

A) 5 – 2 – 3 – 4 – 6 – 1

B) 5 – 6 – 1 – 2 – 4 – 3

C) 4 – 2 – 3 – 5 – 6 – 1

D) 2 – 3 – 5 – 6 – 4 – 1

(1998 – ML)

J Çözüm:

Bu sözcüklerden yüklem “1” nolu olanıdır. O halde en sona 1 no’lu, “indirmek isteyenlerdir”, söz grubu geti­rilmelidir. Sözcüklerin anlamına ve anlatmak istedikle­rine bakarsak şöyle bir sıralama oluşur. “İnsanın ileriye gitmesini istemeyenler onu hayvan seviyesine indirmek isteyenlerdir.”

Cevap A’dır.

CÜMLE YORUMLAMA

Her cümlenin bir konusu ve bu konu etrafında vermek istediği bir mesajı, düşüncesi vardır. İşte, bir cümlenin konusunun ve cümlede anlatılmak isteneni bulmaya cümle yorumlama denir. Bunun yanında, bir cümleden çıkarılabilen ya da çıkarılamayan yargılardan da söz edilebilir. Sınavlarda cümle yorumlama ile ilgili daha çok “...cümlesiyle anlatılmak istenen nedir?” “...cümlesinden hangisi çıkarılabilir?”, “...cümlesinden hangisi çıkarılamaz?”, “...cümlesiyle hangisi çelişir?” gibi soru tipleri gel­mektedir. Bu tip soruları çözmek için, verilen cümlenin doğru olarak yorumlanması, anlaşıl­ması ve soru tipine göre en uygun seçeneğin bulun­ması gerekir. Bu du­rumda; cümlenin olumlu – olumsuz yargısına, soru anlamına dikkat edilmelidir. Cümle yorumlanırken, cümleye kişisel değerlendirmeler katıl­mamalıdır. Şimdi çıkmış sorular üzerinde verilen ör­nekleri yorumlamaya çalışalım.

L Örnek:

“Eğitim görmemiş insan ruhu, işlenmemiş demire ben­zer; iyi bir ustanın eli değmedikçe, insanda gizli olan renk ve güzellikler ortaya çıkmaz.” cümlesiyle anla­tılmak istenen nedir?

A) Öğretmenler, ruhumuza şekil veren ustalardır.

B) Kabiliyetlerimiz eğitimle belirlenir ve biçimlenir.

C) Her insan eğitilmeye muhtaçtır.

D) Eğitimci bir sanatçı ruhuna sahiptir.

(1993 – FL)

J Çözüm:

Soru kökündeki cümlede anlatılmak istenen, eğitim ile insanda gizli bulunan kabiliyetlerin açığa çıkmasıdır. Buradaki “renk ve güzellikler” yetenek (kabiliyet) anla­mından kullanılmıştır. O zaman “Kabiliyetlerimiz eği­timle belirlenir ve biçimlenir.” cümlesi, bu cümlede anlatılmak istenendir. Bu yargı aynı zamanda, cümle­nin ana düşüncesi olarak da düşünülebilir. Ana dü­şünce, yazarın okura ulaştırmak istediği mesajdır. Bu tip sorulara cümleyi iyi yorumlama mantığı ile yaklaşıl­malıdır.

Cevap B’dir.

L Örnek:

“Birinci sınıfta olmasına rağmen daha şimdiden okulun basketbol takımında oynamaya başladı.” cümlesinden aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?

A) Sporcunun ileride daha başarılı olacağı

B) Takıma küçük sınıflarda olanların da girebileceği

C) Oyuncunun çok yetenekli olduğu

D) Oyuncunun takım arkadaşlarından daha yetenekli olduğu

(1991 – FL)

J Çözüm:

Bu tip sorularda öncelikle verilen cümle iyice okunup anlaşılır. Seçeneklerde üç cümle bu cümle ile bir ba­kımdan ilgilidir. Diğer cümle ise bu cümlenin konusun­dan ve yargısından uzaktır. Soru cümlesi ve seçenek­ler incelenirse A’daki yargı çıkabilir. Küçük yaşlarda takıma giren ve iyi oynayan bir oyuncu ileride de başa­rılı olacak demektir. B’deki yargı da çıkar. Birinci sınıfta olan takıma girmiştir. C’deki yargı da çıkar. Oyuncu yetenekli olmalı ki, küçük sınıfta iken takıma girebilsin. Ama D’deki yargı çıkmaz. Çünkü, cümlede bahsedilen oyuncunun takım arkadaşlarından daha iyi olduğu ya da olmadığı söylenmemiştir. Belki de takıma son oyuncu olarak girmiştir.

Cevap D’dir.

L Örnek:

“Yenilik getiren her büyük sanatçıda, eskiye bakan bir taraf vardır. Maziyi inkar ettiğimiz an sanat kendiliğinden durur.”

Aşağıdaki atasözlerinden hangisi, paragrafta belir­tilen düşünce ile çelişir?

A) Atalar sözünü tutmayanı, yabana atarlar.

B) Atanın sanatı oğluna mirastır.

C) Eskiye rağbet olsa, bit pazarına nur yağardı.

D) Sanatı ustadan görmeyen öğrenemez.

(1991 – FL)

J Çözüm:

Bir cümlenin başka bir cümle ile çelişmesi, cümlelerin yargıca uyuşmaması demektir. Soru kökündeki cüm­leler, sanatın gelişmesi için geçmişin (eskinin) önem taşıdığını anlatmaktadır. A, B ve D’deki cümleler de aynı yargıyı savunmaktadır. Eskinin, geçmişteki mira­sın önemi vurgulanmıştır. Ama C’deki cümle, eskiye olumsuz yaklaşmış ve eskinin öneminin olmadığını savunmuştur. Dolayısıyla bu cümle soru kökündeki cümlelerin yargısı ile çelişir.

Cevap C’dir.

L Örnek:

“Başkalarına kötü davranan insanlar, kendilerinden de hoşlanmayanlardandır.”

Aşağıdakilerden hangisi, bu cümleye anlamca en yakın olanıdır?

A) Hiç kimse kötü olmak istemez.

B) Kendisini sevmeyenden iyilik beklemez.

C) Kötü davranışların temelinde başkaları vardır.

D) Kötülükleri engellemek herkesin görevidir.

(2000 – LGS)

J Çözüm:

Anlattıkları yargı bakımından yakın olan cümleler is­tenmektedir. Buna göre, soru kökündeki cümlede, “Kişilerin başkalarına kötü davranmasının temelinde, kendilerini sevmemesi yatmaktadır.” yargısı vardır. Bunun birazcık tersini düşünürsek, “Eğer kişiler kendi­lerini sevseydi, başkalarına kötülük etmezlerdi, onlara saygılı davranırlardı.” anlamı çıkar. Dolayısıyla bu yargıya en yakın olanı B’deki cümledir.

Cevap B’dir.

L Örnek:

“Kitabını okumak gerekiyor; yorucu iş. Oysa filmini izlemek daha kolay.”

Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisinin karşılığı olarak söylenmiştir?

A) Kitabını almayıp neden filme gidiyorsun?

B) Sinema mı daha doyurucu, kitap mı?

C) Kitap üzerinde mi, yoksa film üzerinde mi düşün­mek daha zevklidir?

D) Sanat dalı olarak edebiyat mı, yoksa sinema mı daha değerli?

(2000 – LGS)

J Çözüm:

Bu tip sorularda, seçeneklerde verilen sorulardan soru kökündeki cevap cümlesine en uygun olanını seçmek gerekmektedir. Soru cümlesinde “kitabı okumaktansa filmine gitmek, böylece kitabı okumuş kadar olmaktan” söz edildiğine göre bu, “Kitabını almayıp neden filmine gidiyorsun?” sorusunun en uygun cevabıdır.

Cevap A’dır.


1- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemin ger­çekleşmesi şarta (koşula) bağlıdır?

A) Zamanında geleceğim diyorsun ama geç kalı­yorsun.

B) Çalışıyorsun ama bu tempoyla zamanında bi­tiremezsin.

C) Günlerdir aradı ama bir türlü izine rastla­madı.

D) Sinemaya giderim ama sen de gelirsen.

(1998 – LGS)

2- “Hayat ne bir bayram, ne bir yaş günüdür; hayat iş günüdür.” diyen kişi için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) İşini büyük bir dikkatle yaptığı

B) Çalışmak gerektiğine inandığı

C) Bir işte çalıştığı

D) Günün gün ettiği

(1998 – ML)

3- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru sormak­tan daha çok, bilineni vurgulama amacı vardır?

A) Sınava katılmaktan niçin vazgeçtiniz?

B) Arkadaşına söz verdiğin kitabı aldın mı?

C) Yüzmeye daha dün gitmediniz mi?

D) Davet ederse düğünününe gider misin?

(1998 – LGS)

4- “Bu dünyaya etme bulma dünyası demişler.”

Bu söz, aşağıdaki cümlelerin hangisiyle de­vam ederse sözdeki yargı reddedilmiş olur?

A) Elbette kötülük eden cezasını bulur.

B) Atalar ne demişse hep yerinde demişler.

C) Öyle olmasaydı kötülükler artmaya devam ederdi.

D) Nedense başkalarının cezasını hep ben çeki­yorum.

(1998 – LGS)

5- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir gerekçeye dayalı görüş bildirilmektedir?

A) Son gelişmelere bir türlü inanamadım.

B) Nedendir bilmiyorum, göçmen kuşlar erken geldi.

C) Başarısında bütün arkadaşlarının payı var.

D) Bir akşam aniden çıkıp geleceğini söylemiş.

(2000 – LGS)

6- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı vardır?

A) Ne kadar güzel şiir okuyorsunuz

B) Ne yapsak da bu sıkıntıyı atlatsak

C) Ne söylemek istediklerini anlayamadım

D) Ne yapıp edip bu işi bitirmeliyiz

(2000 – LGS)

7- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, “pişmanlık” duyulduğu anlatılmaktadır?

A) Uzun yıllar memleketimden ayrı yaşadım.

B) Her geçen gün işim zorlaşıyor.

C) Yüreğime ansızın bir hüzün çöküverdi.

D) Bu işe başlamasaydım iyi olacaktı.

(2000 – LGS)

8- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde dile getirilen istek, gerekçesiyle birlikte verilmiştir?

A) İncecikten bir kar yağar,

Tozar Elif Elif diye,

B) Yâra selam söylen seher yelleri,

Çıkıp şu yollara naz eylemesin.

C) Gönül gurbet ele çıkma

Ya gelinir ya gelinmez.

D) İstanbul’un orta yeri sinema,

Garipliğim, mahsunluğum duyurmayın ana­ma.

(2000 – LGS)

9- Sevda başımda ateş, gurbet içimde düğüm

Yangından çıkan eşya gibi kırık döküğüm

(N.F. Kısakürek)

Bu dizelerde aşağıdaki duygulardan hangi­sine yer verilmemiştir?

A) Sitem B) Özlem

C) Sevgi D) Hüzün

(2001 – LGS)

10- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemin sürekli­liğinden söz edilemez?

A) Onu tanırım, arkadaş gezilerinden hoşlan­maz.

B) Geceleri yatmadan önce kitap okurum.

C) Söylerim toplantıdan sonra seni arar.

D) Sporla ilgili izlenceleri kaçırmaz.

(2001 – LGS)

11- “Yalnızca bakma, gör; yalnızca duyma, dinle; yalnızca konuşma, iletişim kur.”

Aşağıdakilerden hangisi, bu sözle verilmek istenen öğütlerden biri değildir?

A) Çevreni bilinçli olarak gözlemle.

B) İlişkilerde duygu ve düşüncelerine yer ver.

C) Sana söylenenleri dikkatle izle.

D) Başkalarını eleştirmekten çekinme.

(2001 – LGS)

12- “Yaşamda hangi noktaya geldiğinizi bilmiyorsa­nız, nereye gideceğinizi de bilemezsiniz.”

Bu cümlenin anlamca en yakını aşağıdaki­lerden hangisidir?

A) Amacı olmayan insanlar, rüzgarda savrulan tozlara benzer.

B) Karanlık düşünceden aydınlık bir yaşam bek­lenemez.

C) Yaşamın kısalığını biliriz de zamanı kullan­mayı bilmeyiz.

D) İnsan yaşadığı anın tadını çıkarmalıdır.

(2001 – LGS)

13- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde düşünceyle davranışın birbirinden farklı olduğu anlatılmak istenmiştir?

A) Kavgayı sevmediği için sorunları konuşarak çözdü.

B) Hep barıştan söz ediliyor ama dünyanın pek çok yerinde savaş var.

C) Yöneticinin konuşmasından sonra gergin hava yumuşadı.

D) O iyi bir insandır ve onu tanıyanlar da bunu bilir.

(2001 – LGS)

14- 1- Her zaman çok konuşurken, şimdi sesi

çıkmaz olmuş; dut yemiş bülbüle dönmüştü.

2- Dizgini ele almış artık işleri yürütmeye başla­mıştı.

3- Çektiği sıkıntılar yüzünden yaşamayı isteme­yecek duruma gelmiş, canından bezmişti.

4- Sonunda dize gelmiş, kendisinden güçlü olan arkadaşının buyruğunu kabul etme du­rumuna düşmüştü.

Yukarıdaki cümlelerin hangilerinde, deyim­lerden önce anlamları verilmiştir?

A) 1 – 2 B) 1 – 3

C) 2 – 3 D) 2 – 4

(2001 – LGS)

15- “Bilim; kişiye, kişinin yaratılışına, çevreye ve toplum psikolojisine göre değişen yargılar ver­mez.”

Cümlesindeki düşünceyi aşağıdakilerden hangisi desteklemez?

A) Bilim, deneysel yöntemlere ve gerçeklere da­yanır.

B) Var olan bilimsel gerçekleri ancak yeni bilim­sel gerçeklerler değiştirebilir.

C) Bilimin kaynağı, yöntemi ve ilkeleri bellidir.

D) Bilimle uğraşanlar onu her şeyden üstün tu­tarlar.

(2001 – LGS)


1- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yakınma” anlamı vardır?

A) Tevfik Fikret’in şiirlerini okurken bir dil zevki duyamıyorum.

B) Bir de benim şiirden anladığım zamanlar var­dır, güleyim bari.

C) Bu yaşı buldum, daha uslanmadı benim deli gönlüm.

D) Bütün yollar oraya götürür insanı her zaman.

2- (I) Aradan zaman geçince İstanbul’a geldik. (II) Faruk Nafiz ile bu defa Sultan Ahmet’de karşı­laştık. (III) Yeni mecmua nesli arasına o da ka­rıştı. (IV) O çok meşhur ve muhteşem “Onuncu Yıl” şiirini bu sırada yazmaya başladı.

Yukarıdaki numaralı cümlelerden hangisine yazar kendi kişisel görüşünü katmıştır?

A) I B) II C) III D) IV

3- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde neden – sonuç ilişkisi vardır?

A) Son gelen ürünlerimizi sizin için ayırdık.

B) Sabırla çalışırsa herkes gibi o da başarır.

C) Dünkü maçtan sakatlandığı için gelemedi.

D) Önemli olan bakmak değil, görmektir.

4- “Bu yaşımda bile anlamamak beni çabucak yıldırmaz, bilirim ki emeksiz tadılan zevkler in­sana bir şey katmaz.”

Aşağıdaki cümlelerden hangisi anlam yö­nünden bu cümleye en yakındır?

A) Genç insanlar sorunlar karşısında çabuk yıla­bilirler.

B) Emeksiz ve uğraşılmadan kazanılan şeyler insanı rahatlatır.

C) Her şeye rağmen, engelleri sabırla ve ça­bayla aşarsak, hayattan zevk alabiliriz.

D) Hayattan memnun olmak isteyen, onu kolay­laştırmak zorundadır.

5- “Şiirde mana aramak; eti için bülbülü öldürmek gibidir.”

Bu cümlede anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisi olabilir?

A) Şiirin tek bir anlamı olduğunu söylersek yan­lış olmaz.

B) Şiirde anlam ve ses ahengi sağlandığı za­man, şiir kalıcı olur.

C) Şiiri şiir yapan ögeler arasında anlam ikinci derecede önemlidir.

D) Şiirde zor olan, anlam ve ses yapısı denge­sini sağlayabilmektir.

6- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “aşamalı bir durumun ilerlemesi” anlatılmak­tadır?

A) Bu öğrenci derslerine çok az çalışıyor.

B) Kendi sahibini görünce şımarıp duruyor.

C) Sen kendine daha iyi bir iş bulmalısın.

D) Salgın hastalıklar her geçen gün dünyaya ya­yılıyor.

7- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemin ger­çekleşmesi bir şarta bağlı değildir?

A) Telefon etmese de eve gelse.

B) Çocuğa izin versen de çocuk eve gitse.

C) Soru kökü açık değilse doğru cevap zor bulu­nur.

D) İç alemimiz değişmedikçe dış alemimiz de değişmez.

8- Gerçekten büyük bir şair, kendi dilini büyük bir dil yapan kişidir.

Cümleyle anlamca özdeş olan cümle aşağı­dakilerden hangisidir?

A) Bir dilin zenginliği çok çeşitli unsurlardan oluşmuş olmasındandır.

B) Sanat, bir ifadedir ve şair bunu en iyi bilen­dir.

C) Büyük bir şairin kelime hazinesi çok zengin­dir.

D) Büyük sanatçılar, elindeki dili en iyi bir şe­kilde kullanabilendir.

9- Aşağıdakilerden hangisi “varsayım” cümlesi değil­dir?

A) Kahve içmekten vazgeçmek istediğinizi farz edelim.

B) Şimdi bütün bunları olmamış kabul edelim.

C) O öğrenci bu soruyu da çözmeyecektir.

D) Bir an için bu söylediklerimin doğru oldu­ğunu düşünün.

10- (I) Kitaplar, okuyucuların çoğunun farkında olmadığı büyük emeklerle hazırlanıyor. (II) Bir yazar birkaç senede ancak bir kitap yazabiliyor. (III) Kitaba verilen büyük emekler bazen korsan yayınlar tarafından çalınıyor. (IV) Kitap, değeri asla hakkıyla verilmeyen bir emeğin ürünüdür. (V) Kitaba emeği geçen herkesin eli böğründe kalıveriyor.

Yukarıdaki numaralı hangi cümlede “çaresiz­lik” anlamı vardır?

A) II B) III C) IV D) V

11- Aşağıdakilerden hangisi bir “tanım” cümlesi değil­dir?

A) Duygu ve düşüncenin en canlı, en güzel kabı­dır dil.

B) Bir dil, konuşulan ve yazılan sözcük ve cüm­leleri anlamanın da kendisidir.

C) Dil, akan bir nehir gibi içinden geçtiği her top­raktan bazı unsurlar alır.

D) Elbette, kültürün temelidir, aynasıdır dil.

12- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “öğüt verme” anlamı vardır?

A) Hemen hemen her gün işe erkenden baş­lardı.

B) Annem kışın kalın çorap giymemizi söylerdi.

C) O da bize “sözünü bil pişir, aklını der, dev­şir.” demişti.

D) Bu iş için en uygun, en faydalı aracı seçmiş­sin.

13- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “istek” anlamı vardır?

A) Öykü en etkili anlatım yoludur, bence.

B) Yaşamın her yönü öyküyle anlatılabilir.

C) İçimizdeki duygu ve düşünceleri öyküden daha güzel dile getirecek bir tür yoktur.

D) Öyle ise, öyküyü hem yazalım hem okuya­lım.

14- Eczacı iyi ki tanıdık çıktı; yoksa ilaçları alamaya­caktık.

Bu cümlede altı çizili söz yerine aşağıdaki­lerden hangisini getirirsek anlatılmak iste­nen anlatılmamış olur?

A) Allah’tan B) Bereket versin ki

C) Neyse ki D) İyisi mi

15- (I) Öyle doğal konuşmalısınız ki, sizi dinleyenler konuşma eğitimi aldığınızı anlamasınlar (II) İyi bir pencere dikkati üzerine çekmez. (III) O yal­nızca ışığın içeri girmesini sağlar. (IV) İyi bir ko­nuşmacı da böyledir. (V) O, o kadar doğaldır ki, dinleyenler onun tavırlarını fart etmezler, sa­dece anlattıklarını dinlerler.

Yukarıdaki cümlelerden hangi ikisi arasında benzetmeye dayalı bir anlam ilişkisi vardır?

A) I – II B) II – III

C) III – IV D) II – IV

16- “Barışı korumanın birinci koşulu, yoksulluğa düşen insanların sayısını azaltmaktır." diyen birisi aşağıdakilerden hangisine katılmaz?

A) Açlık insanı saldırgan yapabilir.

B) Barış, zenginlik, huzur ve varlık demektir.

C) Açlığın yaygınlaştığı günümüzde barışı sağ­lamak zorlaşmıştır.

D) Barış ve yoksulluk birbirini tamamlayan iki unsurdur aslında.


1- “Sen usandırma eli, el de usandırmaz seni.” sözüyle anlamca aynı doğrultuda olan söz aşağıdakilerden hangisidir?

A) Bir insan başka bir insanı bıktırmamalıdır.

B) Aşırı ilgi insanı usandırır; insanı insandan so­ğutur.

C) Hilekârlık etme kimse darıltmaz seni.

D) Yabancı insanları kazanmak için onlara iyi davranmalıyız.

2- (I) Bence hemen her çeviri bir yorumdur. (II) Yorum olduğu için de özneldir. (III) Çevirilerin en kötüsü bile dilden dile bir şeyler ulaştırır. (IV) En kaba yanlışlıklarla dolu olan çeviriler de yeni doğuşlara yardımcıdır. (V) Büyük bir özveri ile hazırlanan her çeviri zevkle okunur zaten.

Numaralı cümlelerden hangisinden sonra “Yeter ki çeviren; ruhunu, gönlünü koysun çevirisine.” cümlesi getirilirse kendinden ön­ceki cümlenin koşulu olur?

A) II B) III C) IV D) V

3- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir “sitem” söz konusudur?

A) Elimdeki işi bitirirsem seninkine başlarım an­cak.

B) Olayın iç yüzünü biliyordu; ama anlatmadı.

C) Nedense bizi davet edemediniz.

D) Yapacak işim çok, fakat vaktim o kadar az ki!

4- Eleştirinin ilk koşulu duygusallıktan arınmış olmaktır.

Aşağıdakilerden hangisi bu cümle ile an­lamca özdeştir?

A) Eleştirmen belli bir bilgi ve deneyime sahip olmalıdır.

B) Eleştirmenin tarafsız olması gerekir.

C) Eleştiri diğer türlere göre daha nesneldir.

D) Eleştirinin mantıkla yapıldığını herkes kabul ediyor.

5- Aşağıdakilerden hangisi bir “yorum” cümlesi­dir?

A) Şiirlerinde halk diline, onun edasına, esprisine yaklaşan bir ifade oluşturmuş.

B) Şiirlerinde edebi sanatlara çok yer vermiştir.

C) Şiiri oluşturan her kelimenin bir görevi ve bir anlamı vardır.

D) Bir dilin zenginliğini gösteren unsurları tartışı­yordu şairlerimiz.

6- İnsanın, soru sormadan yaşaması normaldir; ama bir insan hep bilinmeyenin peşinden koşup bilgisini arttırmalıdır.

Cümlesinde vurgulanan kavram aşağıdaki­lerden hangisidir?

A) insan B) bilgi

C) öğrenme D) soru sorabilmek

7- I. Romanın konusu hayatın manasını

araştırmak gibi yüce bir konu olmalıdır.

II. Roman çok akıcı olmalı ve bir solukta okutmalıdır kendini.

III. Hayatın anlamını araştıran eserler yücedir.

IV. Bir roman gerçek olan ve gerçek hayatı an­latmalıdır.

V. Bu romanda da günlük hayata ayna tutul­muş.

Numaralı hangi iki cümle anlamca en yakın­dır?

A) IV – V B) I – II

C) I – III D) I – V

8- “Dilin sağlamlılığının en güzel delili, güzel edebi eserlerde yaşamasıdır.”

Yukarıdaki cümleye anlamca en yakın olan cümle aşağıdakilerden hangisidir?

A) Dilin sağlam olması şarttır.

B) Bir dil, ancak edebi eserlerle yaşar, zenginle­şir.

C) Edebi yapıtlarda yaşayan dil sağlamdır.

D) Bir dil güzelliğini ve sağlamlığını onu kulla­nan sanatçıdan alır.

9- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yargı gerekçe­siyle verilmemiştir?

A) Derse geç kalmayayım diye saati erkene kurmuştum.

B) İyi çalışmamışsın da sınavı geçememişsin.

C) Mevsim kış olduğu için hava kuru ve so­ğuktu.

D) Yollar açık olsa da rahat gitsek memlekete.

10- (I) Bugün gene karşılaştık onunla (II) Bana gene eski düşüncelerinden, gerçeklikten söz etti. (III) Ben de gene ona şunu söyledim. (IV) “Bu milletin şiiri ölçülüdür, uyaklıdır. (V) Siz hece ölçüsüyle koşmalar, maniler yazın.

Yukarıdaki hangi iki cümlede bir eylemin tekrar edildiği anlatılmamıştır?

A) I – IV B) III – IV

C) II – V D) IV – V

11- 1- tüm anlatım

2- gerektirir

3- yazma ustalığı

4- boyutlarını

5- sözcüklerin

6- tanımayı

Yukarıdaki numaralı sözcük ve sözcük gruplarından anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturulursa sıralama nasıl olur?

A) 3 – 5 – 1 – 4 – 2 – 6

B) 3 – 5 – 1 – 4 – 6 – 2

C) 3 – 4 – 1 – 5 – 6 – 2

D) 1 – 4 – 2 – 3 – 5 – 6

12- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde nesnel bir yargı vardır?

A) Cumhuriyet öncesi edebiyatımızın en usta şairidir.

B) En güzel hayat doya doya yaşanmış hayat­tır.

C) Şair, şiirinde deyimlere, atasözlerine teker­lemelere yer vermiş.

D) Dikkat çekici yazılarıyla çok iyi tanınan bir yazardı.

13- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “karşılaştırma” söz konusu değildir?

A) Çocuğun bunu kabul edeceğini zannetmiyorum.

B) Yalnızlığı sevme bakımından bana kimse kavuşamaz.

C) Onun kadar çaresiz birini görmedim doğrusu.

D) Kardeşim gibi o da ders çalışıyor olmalı.

14- “Otuz yaşıma kadar durmadan yazdım; ama amatörlük döneminin bu ürünleri ....”

Bu cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) çok güzeldi B) unutulmadı

C) yayımlanmadı D) yeterliydi

15- “Bu sınavı kazanamadık; ama daha çok sınav var.” diyen birisi için aşağıdakilerden hangisini söylemek en doğrudur?

A) Kararlı B) Yetenekli

C) Sıkılgan D) Çalışkan

16- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde mecazlı bir anlatım söz konusu değildir?

A) Onun böylesine ağır konuştuğunu ilk kez duyuyorum.

B) Yanına birkaç parça giysi alıp hemen yola çıktı.

C) Haftada bir yayımlanan bu dergiyi almak istiyorum.

D) Müzik seçiminde hiçbir zaman kolaya kaçmadı.

Hiç yorum yok: